İsrail’in Gazze saldırısı ABD’nin ve çeşitli Arap devletlerinin desteğiyle sürüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Salı günü Gazze Şehri’ne en ağır hava saldırılarının düzenlenmesine izin verdi. Savaşın “gerektiği kadar”, Gazze’ye yönelik saldırıların da “tam güçle” devam edeceğini söyleyen Netanyahu, İsrail, Gazze’yi yöneten Müslüman Kardeşler örgütü Hamas’a “ağır bir bedel ödetmek istiyor” diye ekledi.

Netanyahu, durmadan “İsrail’in kendini savunma hakkı var” diyen ABD Başkanı Joe Biden’ın tam desteğiyle, büyük ölçüde savunmasız bir halka karşı canice savaşını sürdürüyor. Pazar günü ABD, bir hafta içinde üçüncü kez, Birleşmiş Milletler’in ateşkes için etkisiz bir çağrı yapmasını engelledi.

Babası İsrail’in hava saldırısında öldürülen Filistinli bir adam, Gazze Şehri, 17 Mayıs 2021. (AP Photo/Khalil Hamra)

BM Genel Sekreteri António Guterres ise, emperyalist devletleri, İsrail-Filistin çatışmasının sadece işgal altındaki Filistin topraklarında ve İsrail’de değil, tüm bölgede aşırıcılığı ve toplumsal şiddeti teşvik ederek kontrolden çıkabileceği konusunda uyarıyor. Pazar akşamı Biden, Netanyahu’ya telefon ettiğini söyledi ancak ateşkes çağrısı yapmayı reddetti.

Netanyahu hükümeti ile ilişkilerini normalleştiren İbrahim Anlaşması’nı imzalayan dört Arap devleti (Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas ve Sudan), bu konuda ABD’ye katılarak ilk kez açıkça İsrail’in yanında duruyor. Guardian’ın haberine göre, “Devlet destekli gibi görünen bir kampanyayla, hafta sonunda BAE, Bahreyn ve Kuveyt’te ‘Filistin benim davam değil’ etiketi dolaşıma sokuldu.”

Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece Gazze’ye düzenlenen saldırılar daha şiddetliydi, daha geniş bir alanı kapsıyordu ve 42 Filistinlinin öldürüldüğü önceki geceki bombardımandan daha uzun sürdü. Bildirilene göre 54 savaş uçağı, 20 dakikada 35 hedefe 110 hassas mühimmat attı. İsrail’in geçtiğimiz Pazartesi bombardımanını başlatmasından bu yana kayıplar ikisi doktor, en az 35 kadın ve 58 çocuk olmak üzere 200’ü geçti, yaklaşık 1.300 kişi yaralandı. 700’den fazla ev ve 80 bina yıkıldı ve şu anda yiyecek de dahil olmak üzere en temel yaşam gereksinimlerine ulaşamayan 34.000 kişi yerinden yurdundan oldu. İsrail’de Gazze’den 3.100 mermi fırlatılması sonucu ikisi çocuk ve biri asker olmak üzere 10 kişi öldü.

İsrail saldırılarından en ağır etkilenenler siviller. Filistin haber ajansı Wafa’nın haberine göre, hava akınları Gazze’nin ana tıbbi tesisi olan Şifa Hastanesi’nin yakınındaki dört katlı bina da dahil olmak üzere evleri ve hükümet binalarını hedef almıştı. Yerel basında çıkan diğer haberlere göre, hava saldırıları şehrin batısındaki ana sahil yolunu, güvenlik tesislerini ve açık alanları da vururken, Gazze’nin elektrik dağıtım şirketi, saldırıların bölgedeki tek elektrik santralinden Gazze Şehri’nin büyük kısmına elektrik sağlayan bir besleme hattına zarar verdiğini açıkladı.

İsrail ordusu sözcüsü Tuğgeneral Hidai Zilberman, savaş uçaklarının üst düzey Hamas komutanlarına ait olduğunu iddia ettiği dokuz konutun yanı sıra Hamas’ın 15 kilometrelik yeraltı tünel ağını üçüncü kez vurduğunu bildirdi. Daha önce Hamas lideri Yahya Sinwar ve kardeşi Muhammed’e ait evlerin yanı sıra başka Hamas yetkililerinin ve komutanlarının evleri yıkılmıştı.

İslami Cihad, örgütün liderlerinden biri olan Hüssam Ebu Herbid’in İsrail hava saldırısında öldürüldüğünü açıkladı. Hamas daha önce 20 önder kadrosunun suikasta kurban gittiğini doğrulamışken, İsrail ordusu öldürülen komutan sayısının çok daha fazla olduğunu iddia ediyor.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki ve İsrail insan hakları grubu B’tselem, İsrail’i Gazze’de sivillere karşı savaş suçları işlemekle itham etti. Sayılan suçlar arasında, sığınmacı kampındaki bir evin bombalanması sonucu 10 kişinin öldürülmesiyle bir bebek hariç tüm ailenin yok edilmesi ve Associated Press, Al Jazeera gibi medya kuruluşlarının binasının yanı sıra 13 katlı bir apartmanın vurulması bulunuyor. İsrail ordusu ise bu suçlarla övünerek “öncesi ve sonrası” şeklinde fotoğraflar yayınladı.

İsrail ordusu, sivil ölümlerinin kaçınılmaz olduğunu bile bile sözde “askeri” yerleri hedef alıyor. Guardian’ın aktardığına göre, İsrail ordusu sözcüsü, Pazartesi günü Hamas’ın “yeraltı askeri altyapısının” vurulduğunu söyledi. Saldırı sonucunda “yeraltı tesisi çöktü; bu, üstlerindeki sivil evlerin temellerinin de çökmesine ve istenmeyen kayıplara yol açtı.”

İsrail güvenlik güçleri ayrıca işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere yönelik terörü tırmandırdı. Filistin Yönetimi’nin Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre, 7 Mayıs’tan beri orada yaşayan 21 Filistinli öldürüldü, en az 441’i gerçek mühimmatla vurulan 3.728 kişi yaralandı. Ölüm ve yaralanmaların çoğu, işgal altındaki topraklar geneline yayılan Nekbe Günü protestolarıyla doruk noktasına ulaşan gösteriler sırasında meydana geldi ve Nisan 2002’den beri bir günde en büyük kayıp yaşandı.

Filistinliler başlangıçta Ramazan ayında İsrail’in El Aksa Camii’ne saldırmasını ve Filistinli ailelerin işgal altında bulunan Doğu Kudüs’teki Eski Şehir’e bitişik Şeyh Cerrah ve Silwan mahallelerinden zorla tahliye edilmesini protesto etmek için sokaklara döküldüler. Bu, İsrail’in Filistinlileri uzaklaştırmaya yönelik daha kapsamlı bir etnik temizlik programının parçası.

Filistinli köylüler, bu tür pogromlara karşı çıkanları plastik mermilerle veya gerçek mühimmatla vuran askerlerin koruması altında saldırılar düzenleyen silahlı yerleşimcilerin giderek artan şiddetiyle karşı karşıya kaldılar. İsrail ordusu, şu anda Batı Şeria’ya 24 tabur konuşlandırarak, İsrail içinde büyüyen Filistin huzursuzluğunu bastırmak için gönderilen Sınır Polisi’nin yerini aldı.

Netanyahu ve İsrail yönetimi, faşizan müttefiklerine, İsrail’in Filistinli yurttaşlarının yaşadığı kasaba ve şehirlere silahlı yerleşimciler, sağcı futbol holiganları ve aşırı milliyetçi yobazlardan oluşan çeteler gönderme izni verdi. Doğu Kudüs de dahil olmak üzere ülke genelindeki kasaba ve şehirlerde hafta sonu da devam eden şiddet, ondan fazla kişinin ölümüne ve 850’si Filistinli olmak üzere yaklaşık 1.000 kişinin gözaltına alınmasına yol açtı. Lod’da yetkililer bir Filistinlinin Yahudi bir üstünlükçü tarafından öldürülmesinin ardından olağanüstü hal ilan ettiler, gece sokağa çıkma yasağı koydular ve orada yaşamayanların şehre girmesini yasakladılar.

İsrail’in Filistinli yurttaşlarının Yüksek İzleme Komitesi, El Aksa Camii’ndeki saldırı ve karışık nüfuslu şehirlerdeki yerleşimcilerin şiddeti nedeniyle Salı günü genel grev yapılması çağrısı yaptı.

Şimdiye kadar savcılar sadece Filistinliler aleyhine dava açtılar. 116 suçlamanın çoğu polislere saldırmakla ilgili. Ha’aretz, “yakında” daha fazla dava açılacağını öğrendiğini yazdı. Filistinlilere karşı şiddete karışan Yahudi yurttaşlara da sözde dava açılacak.

Cuma günü polis, İsrail’in kuzeyindeki Kfar Kana kasabasında İslami Hareket’in kuzey şubesi başkan yardımcısı Şeyh Kemal Al-Khatib’i “kışkırtma şüphesiyle” gözaltına aldı. Bu, dördü ağır olmak üzere 28 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan şiddetli çatışmalara yol açtı.

Ha’aretz’e göre polis, en ciddi şiddet vakalarını İsrail’in yurt içi gizli servisi Şin Bet’e teslim etti. Bu, Netanyahu’nun, polisin ayaklanmaları ve çatışmaları bastırma eylemlerinin soruşturulmasından korkmaması gerektiğini söylemesinin ardından geldi.

Loading