75 yıl önce: Yunan Troçkistler, gerici monarşist hükümet tarafından yakalanıyor

7 Temmuz 1947’de Amerikan Sosyalist İşçi Partisi’nin (SWP) gazetesi The Militant, önceki haftalarda on üç Yunan Troçkistin tutuklandığını bildirdi. Bu baskın, monarşist hükümetin anti-faşist partizanlara karşı acımasız bir iç savaş yürüttüğü dönemde, işçi sınıfı ve köylülüğe karşı yürütülen siyasi baskı dalgasının bir parçasıydı.

Tutuklananlar, Dördüncü Enternasyonal’in Yunanistan şubesi olan Enternasyonalist Komünist Parti üyeleriydi. The Militant, Paris’ten aktarılan bilgilere göre, gözaltına alınanlardan “biri kadın olmak üzere üçünün Selanik’te askeri mahkemeye çıkarılacağını ve olası bir ölüm cezasıyla karşı karşıya kalabileceğini” belirtiyor ve “Beş kişi Atina’da tutuklandı ve gerici Maksimos-Çaldaris kabinesi tarafından belirlenen ‘kamu düzeni’ önlemlerini ihlal etmekle suçlandı,” diye ekledi.

“Geriye kalan beş kişi Glücksberg hanedanının kötü şöhretli zindanlarında iki ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkûm edildikleri ‘suç’, bildiri dağıtmaktı.”

Yunan partizanlar

The Militant, Troçkistlere yönelik saldırının, ülkenin dağlık kuzeyindeki direnişi bastırmayı amaçlayan büyük bir askeri seferberlik ve şehir merkezlerinde temel haklara yönelik bir baskı ile aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Tutuklamaların, Başkan Harry Truman’ın ABD yönetiminin Yunan ve Türk rejimlerini desteklemek için 400 milyon dolarlık bir paketi Kongre’den geçirmesinden ve Yunanistan’daki kontrgerilla harekâtını doğrudan finanse etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşmesi önemliydi.

ABD finansmanı, Truman Doktrini’nin başladığını ifade ediyordu. Bu, Sovyetler Birliği ile karşı karşıya gelmek de dahil olmak üzere Amerikan emperyalizminin hegemonyasını güçlendirmeyi amaçlayan küresel ölçekte saldırgan bir müdahale programıydı.

Yunanistan’daki partizan ayaklanmasına Stalinist Komünist Parti önderlik etmişti. Partizan ayaklanması, II. Dünya Savaşı sırasında başlamış, Nazi işgalcilerini ve onların Yunan işbirlikçilerini hedef almıştır. Savaşın bitiminde, aynı işbirlikçi güçlerin birçoğu Britanya ve ABD desteğiyle iktidarı ele geçirdi ve iç savaş yeniden başladı. Stalinist bürokrasi, II. Dünya Savaşı’nın son aşamalarında emperyalist güçlerle yaptığı anlaşmaya uygun olarak, partizan mücadelesinin devam etmesine düşmanca yaklaştı ve sonraki yıllarda onun açıkça sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Loading