100 yıl önce: Faşistler İtalya’da iktidarı ele geçirmeye hazırlanıyor

Mussolini “Roma Yürüyüşü”nde

Faşist lider Benito Mussolini 5 Ekim 1922’de Milano’da yaptığı bir konuşmada darbe tehdidinde bulundu: “İtalya’da iki hükümet var: [Başbakan Luigi] Facta tarafından yönetilen hayali hükümet ve faşistler tarafından yönetilen gerçek hükümet. Bunlardan birincisi yerini ikincisine bırakmalıdır.” Mussolini şöyle devam etti: “Aralık ayında seçimler yapılmalıdır. Eğer hükümet bunu yapmazsa, faşistler yapacaktır.”

Faşistlerin hazırlıkları gizli saklı değildi. Parti, ülke çapında yüzlerce silahlı faşist çeteyi bir araya getiren bir askeri örgüt kurmuştu. New York Times’ın manşetleri “Roma’da Darbe Bekleniyor” şeklindeydi ve faşistlerin Ekim ayı sonunda Napoli’deki ulusal kongrelerinin ardından İtalya’nın başkentine akın edecekleri konuşuluyordu. 28 Ekim’de, kötü şöhretli Roma Yürüyüşü sırasında olan buydu.

1 Ekim’de faşistler, İtalyan emperyalizminin 1919 Versay Antlaşması’yla Avusturya-Macaristan’dan aldığı Alp Dağları’ndaki Güney Tirol bölgesinde, bugün Bolzano olarak bilinen ve ağırlıklı olarak Almanca konuşulan Bozen kentine bir “Yürüyüş” denemesi düzenlemişlerdi bile. Mussolini’nin konuşması sırasında Bolzano’daki yeni faşist hükümet etnik Alman örgütlerini bastırmaya, İtalyancayı resmi dil yapmaya ve Almanlara ait işyerlerini kapatmaya başlamıştı. Mussolini’nin konuşmasından bir gün sonra faşist birlikler Güney Tirol’ün Trento şehrini ele geçirdi.

Faşizm, İtalyan işçi sınıfının fabrikaları ve diğer işyerlerini ele geçirdiği ve ülke çapında iktidarın eşiğine geldiği ancak sendikaların ve Sosyalist Parti’nin ihaneti nedeniyle iktidarı alamadığı 1919-1920’nin Biennio Rosso denilen “iki kızıl yıl”ının ardından örgütlü işçi sınıfını bastırmayı amaçlayan bir hareket olarak ortaya çıkmıştı.

Lev Troçki, İtalya’daki o iki yıl hakkında şöyle diyecekti: “Proletarya diktatörlüğü gerçek bir olguydu; tek eksik onu örgütlemek ve ondan gerekli tüm sonuçları çıkarmaktı. Sosyal demokrasi korktu ve geri sıçradı. Cesur ve kahramanca gayretlerinden sonra proletarya boşlukla karşı karşıya kaldı. Devrimci hareketin kesintiye uğraması faşizmin büyümesinde en önemli etken oldu.”

Loading