Çarşamba günü Berlin Anayasa Mahkemesi, seçimle ilgili kritik hatalar nedeniyle Temsilciler Meclisi ve on iki ilçenin tamamı için seçimlerin tekrarlanması gerektiğine karar verdi. Sosyalist Eşitlik Partisi (Sozialistische Gleichheitspartei, SGP) bu kararı memnuniyetle karşılamaktadır ve seçimlere kendi listesiyle katılacaktır. Bu sayede halk Sosyal Demokrat Parti (SPD), Sol Parti ve Yeşiller’in acımasızca sürdürdüğü nefret edilen savaş ve sosyal yıkım politikalarına karşı oy kullanma fırsatı bulacaktır.
Seçimle ilgili hatalar o kadar ciddiydi ki, mahkemenin seçimin tamamen tekrarlanmasına karar vermekten başka çaresi kalmamıştı. Yargıçlar, genellik, eşitlik ve seçme özgürlüğü ilkelerinin, yetki dağılımını etkileyecek kadar büyük bir şekilde ihlal edildiğini tespit ettiler. Aynı zamanda gerçekleşen Federal Meclis seçimleri de Berlin’deki birçok seçim bölgesinde tekrarlanacak. Temsilciler Meclisi seçimlerinin 12 Şubat’ta yapılması planlanırken, Federal Meclis seçimleri için tarih henüz belirlenmedi.
Ancak seçimler sadece resmi hatalar yapıldığı için gayrimeşru değildi. Siyasi olarak da federal hükümetin ve eyalet yönetiminin sağcı ve militarist politikaları için halktan aldıkları bir yetki yok. Hiçbir parti, bir yıl önceki seçim kampanyasında, seçimlerden sonra ne tür feci savaş ve sosyal yıkım politikaları izleyeceğini açıkça ilan etmemişti.
Seçmenler, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden 77 yıl sonra Alman tanklarının yeniden Rusya’ya karşı yürütülmesine, 100 milyarlık özel fonla silahlanma bütçesinin üç katına çıkarılmasına ve Almanya’nın kıtadaki en büyük askeri güç haline getirilmesine oy vermediler. NATO güçleri, Rusya’yı sistematik olarak kuşatarak onu bir tepki vermeye kışkırttılar. Şimdi ise Putin rejiminin Ukrayna’ya yönelik gerici saldırısını savaşı tırmandırmak ve Rusya’ya boyun eğdirmek için kullanıyorlar. Bunun sonuçları sadece Ukraynalı ve Rus işçiler için değil, tüm dünya için yıkıcı olacaktır.
Seçmenler bu çılgınlığın bedelinin emekçilere yüklenmesi için de oy vermediler. Rusya’ya karşı yürütülen ekonomik savaş fiyatların hızla yükselmesine ve reel ücretlerin düşmesine neden olurken, süper zenginler milyar dolarlık bağışları cebe indiriyor ve şirketler fabrikalarını kapatıp toplu işten çıkarmalar gerçekleştiriyor. Egemen seçkinlerin askeri süper güç planlarını finanse etmek için sağlık, bakım ve eğitimde kesinti yapılıyor ve iklim tahrip ediliyor. Sadece federal sağlık bütçesi bile pandeminin ortasında üçte iki oranında kesintiye uğradı. Aynı zamanda, pandemiyi kontrol altına almaya yönelik son önlemler de kaldırılıyor; öğrenciler ve işçiler kitlesel enfeksiyona maruz bırakılıyor.
SGP, Berlin seçimlerinin tekrarını bu nefret edilen ve gayrimeşru politikalara karşı bir referanduma dönüştürecektir. Artık resmi siyaset kurumunda ifadesini bulamayan muazzam muhalefete ses veriyor ve halkın ihtiyaçlarını kâr çıkarlarının önüne koyan sosyalist bir perspektif öne sürüyoruz. Bankaların ve şirketlerin gücünü kırmadan ve onları demokratik denetim altına almadan savaş durdurulamaz, sosyal yıkım sona erdirilemez.
Bu, nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfının savaşa ve onun kaynağı olan kapitalizme karşı uluslararası bir hareketini gerektirmektedir. Sosyalist Eşitlik Partisi, Dördüncü Enternasyonal’deki kardeş partileriyle birlikte dünya çapında böyle bir sosyalist hareket inşa etmek için seçimlere katılıyor.
Şu anda her yerde patlak veren grevler ve protestolar düzen partilerinden ve sendikalarından bağımsız olarak örgütlenmelidir. Bu nedenle seçim kampanyamızı, işyerlerinde, mahallelerde ve okullarda savaşa ve sosyal saldırılara karşı direnişi bağımsız olarak örgütleyen ve uluslararası düzeyde birleştiren eylem komitelerinin oluşturulması çağrısı ile birleştiriyoruz.
Berlin’de eyalet düzeyinde izlenen politikalar, savaşın yıkıcı sosyal etkisini bir mikrokozmos olarak göstermektedir. SPD, Yeşiller ve Sol Parti’den oluşan Berlin Senatosu koalisyonu kendisini sık sık solcu bir yönetim olarak adlandırıyor. Gerçekte, tüm Senato partileri kayıtsız şartsız Şansölye Scholz’un arkasında durmakta, silahlanmayı desteklemekte ve sosyal kesintileri özellikle sert ve saldırganca dayatmaktadır.
Sol Parti bu konuda özellikle kötü bir rol oynuyor. Sol Parti, yazın yapılan parti konferansında NATO’ya ve Ukrayna’ya silah sevkiyatına tam destek verdi. Parti kararında Rusya’nın saldırı savaşının “NATO’ya yeni bir meşruiyet kazandırdığı” iddia edildi. Senato partileriyle yakından bağlantılı olan sendikalar da savaş politikasına ve bunun sosyal sonuçlarına tam destek veriyorlar.
Askeri yığınağı finanse etmek ve Rusya’ya karşı savaşı tırmandırmak için federal hükümet sosyal harcamaları büyük ölçüde kısıyor. Senato buna kendi yaptığı kesintilerle karşılık veriyor. Mart ayında Berlin eyalet yönetimi, 2022 ve 2023 yıllarını kapsayan çifte bütçede büyük tasarruf tedbirlerine karar vererek, enflasyona rağmen bütçeyi 78,3 milyar avrodan 76,6 milyar avroya düşürdü. Tasarrufların odak noktalarından biri eğitim sistemidir. Sağlık sistemi de çöküyor. Konut şirketlerinin kamulaştırılmasına yönelik açık referandum kararı Senato tarafından geçersiz ilan edildi. Öte yandan polis güçlendiriliyor ve takviye ediliyor.
“Kırmızı-kırmızı-yeşil” (SPD-Sol Parti-Yeşiller) yönetimin emekçi halka karşı acımasız tutumu, son seçimde demokratik ilkeleri çiğnediği ve ardından bir yıl boyunca bu ilkelerin yeniden hayat bulmasını önlemek için her yolu denediği küstahlıkta da görülmektedir. SPD, Yeşiller ve Sol Parti, kitleler tarafından nefret edilen politikaları nedeniyle seçimden büyük korku duyuyor.
SGP ise yoğun bir kampanya yürüterek Federal Meclis ve Temsilciler Meclisi’ndeki sağcı komploya karşı çıkacaktır. Devasa boyuttaki toplumsal eşitsizliğe, sağlık ve eğitim sisteminin yok edilmesine ve nihayetinde gezegenimizin nükleer yıkıma uğratılmasına katlanmak istemeyen herkese çağrıda bulunuyoruz: seçim kampanyamızı destekleyin ve 12 Şubat’ta SGP’ye oy verin! Aktif destekçimiz olmak için şimdi kayıt olun.