NATO Rusya’ya karşı 100’den fazla ağır tank gönderecek

New York Times ve Wall Street Journal’da yer alan haberlere göre, NATO ile Rusya arasındaki savaşın bugüne kadarki en tehlikeli tırmanışında sayıları yüzlerle ifade edilebilecek NATO tanklarının konuşlandırılmasının bir parçası olarak, ABD Ukrayna’ya 50 adet M1 Abrams ana muharebe tankı sağlayacak.

Ayrıca Almanya, Ukrayna’ya bir düzineden fazla Leopard 2 ana muharebe tankı göndereceğini açıklayarak Polonya ve Baltık ülkeleri de dâhil olmak üzere birçok NATO ülkesinin kendi Alman yapımı ana muharebe tanklarını savaşa göndermesinin önünü açmayı planlıyor. Ukraynalı yetkililer NATO ülkeleri tarafından 100’den fazla Leopard 2 tankının gönderileceğini öne sürdü.

Abrams muharebe tankları Litvanya'da, Rusya sınırı yakınlarında vagonların üzerinde duruyor (2019). [AP Photo]

Bu tedbirler, savaşın sadece bir vekalet savaşı olmadığını, NATO ile Rusya arasında, insanlık için hesaplanamaz sonuçlar doğurabilecek açık bir çatışma olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

İkinci Dünya Savaşı’nın Sherman ve T34 savaş tanklarının iki katı ağırlığında olan Abrams ve Leopard 2, Barbarossa Harekâtı sırasında Sovyetler Birliği’ne karşı savaşan Nazi Almanyası’nın Tiger ağır tanklarının halefidir.

Telegraph’ın tahminlerine göre ABD ve müttefikleri “Ukrayna’ya yaklaşık 200 savaş tankı göndermeye hazırlanıyor.”

Pentagon’a göre bu duyurular, Bradley, Stryker ve Marder piyade savaş araçları da dâhil olmak üzere “yaklaşık 900 zırhlı personel taşıyıcının” Ukrayna’ya konuşlandırılmasının ardından geldi.

Polonya Salı günü Ukrayna’ya Leopard 2 tankları gönderme niyetinde olduğunu resmen açıkladı. ABD ve Almanya’nın da kendi tanklarını göndereceklerine dair resmi açıklamalarını Çarşamba günü yapmaları bekleniyor.

New York Times buna ek olarak, Pentagon’un top mermisi üretimini beş kat arttırmayı planladığını bildirdi. Haberde ABD ordusunun “yaklaşık 40 yılın en agresif modernizasyon çabası” olarak nitelendirilen belgelerine yer verildi.

ABD ordusu bu genişleme sonucunda, ülke genelinde yeni fabrikalar ve lojistik merkezler kurarak top mermisi üretimini ayda 14.000’den 90.000’e arttırmayı planlıyor.

Açıklamalar, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley’in NATO destekli Ukrayna vekil gücünün önümüzdeki dönemde “saldırıya geçeceği” yönündeki açıklamalarının ardından geldi.

Milley ABD’nin amacını “Rus işgali altındaki Ukrayna’yı kurtarmak” ve “işgal altındaki bölgeleri özgürleştirmek” olarak tanımladı.

Açıklamaların ortasında ABD ordusunun asıl hedefleri daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Austin’e Ramstein Hava Üssü’nde eşlik eden Washington Post muhabiri Max Boot, “Austin bana ‘bu yıl için gerçekçi bir hedefin’ Ukraynalıların, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in güçlerinin geçen yıl işgal ettiği Kırım ile Rusya arasındaki ‘kara köprüsünü’ kesmesi olduğunu söyledi” diye yazdı.

New York Times’ın aktardığı ABD’li savaş planlamacılarına göre, bu askeri hedefin gerçekleştirilmesi için Rus kuvvetlerinin darmadağın edileceği ve Güney Ukrayna’daki bir dizi şehrin ele geçirileceği yıldırım harekâtı tarzı kombine bir silahlı saldırı gerekecek.

Times’a göre Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Seth G. Jones, “Ukrayna Bradley’leri Herson, Melitopol ve Mariupol’u birbirine bağlayan M14 gibi ana yollarda kuvvet kaydırmak için kullanabilir” dedi.

NATO güçleri tarafından geçtiğimiz haftalarda açıklanan tank ve zırhlı araç taahhüdü, ABD’nin kapsamlı savaş hedeflerine ulaşmak için gerekli olan doğrudan NATO müdahalesi seviyesinin sadece bir ön ödemesi olacaktır.

Salı günü yapılan haberlerin belki de en endişeli unsurunda Washington Post, Abrams tanklarının sevkiyatına ilişkin haberini Pentagon’un daha önce yaptığı açıklamaya dikkat çekerek tamamladı:

Üst düzey bir ABD savunma yetkilisi ... bir Abrams’ın bile gönderilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, ABD’nin Abrams tanklarının ve gelişmiş türbin motorlarının bakımını yapmasının zor olduğunu söyledi.

Yetkili, Ukraynalılar için bunun imkânsız olduğunu söyledi.

M1 Abrams tankının sahaya sürülmesinin lojistik gereklilikleri konusunda hiçbir şey değişmedi. Ukrayna ordusunun bu silahı kullanması “imkansız” ise, M1 Abrams’ın Ukrayna’ya gönderilmesi, NATO’nun çatışmaya doğrudan müdahalesi için sadece bir basamaktır. WSWS’nin Ramstein zirvesinin ardından yazdığı gibi:

Önümüzdeki aylarda yeni Amerikan stratejisinin yarattığı muazzam zorluklar ortaya çıktıkça ve Ukrayna birlikleri arasındaki ölü sayısı arttıkça, kaçınılmaz olarak NATO birliklerinin savaşa doğrudan konuşlandırılması talep edilecektir. Bu da Amerikan ve Rus askerlerinin tarihte nükleer silahlara sahip devletler arasındaki ilk genel çatışmada birbirlerine ateş açmaları demektir.

Bulletin of the Atomic Scientists, Salı günü yerinde bir zamanlamayla “Kıyamet Günü Saati”ni ileri aldı ve “Saat şu anda gece yarısına 90 saniye kala duruyor - küresel felakete şimdiye kadarki en yakın zaman.” açıklamasında bulundu.

Boot, Austin’in Ramstein Hava Üssü’ne yaptığı geziyi anlatırken, durumun ne kadar tehlikeli olduğunun bir kanıtı olarak şunları yazdı: “Savunma Bakanı ve ekibi Çarşamba sabahı erken saatlerde Washington’dan Hava Kuvvetleri’ne ait bir E-4B, nam-ı diğer ‘kıyamet günü uçağı’ ile ayrıldı. Bu uçak, 1973 yılında nükleer savaş durumunda Başkan’ın ABD hükümetini yönetmesine olanak sağlamak için üretilen Boeing 747’nin bir türevi.”

Savaşın kontrolden çıkması, işçi sınıfına dayalı kitlesel bir savaş karşıtı hareketin inşasını acil bir gereklilik olarak ortaya koymaktadır. Okurlarımızı, Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in “Dünyanın dört bir yanındaki gençlere çağrı: Ukrayna savaşını durdurmak için kitlesel bir hareket inşa edelim!” başlıklı açıklamasını dikkatle incelemeye ve savaşa karşı mücadeleyi sosyalist bir program temelinde ele almaya çağırıyoruz.

Loading