Türkiye’de COVID-19 vakaları artarken uzmanlar yeni bir dalga konusunda uyarıyor

Dünya çapında Çin hariç tüm kapitalist hükümetler COVID-19 önlemlerini kaldırır ve pandeminin sona erdiğini ilan ederken, virüsün Omicron BA.4 ve BA.5 alt varyantları tüm ülkelerde hızla yayılıyor ve baskın hale geliyor.

Açıklanan resmi rakamlar, Türkiye’de de COVID-19 pandemisinin yeniden yükselişe geçtiğini gösterirken, Sağlık Bakanlığı ülkedeki ilk resmi maymun çiçeği vakasını da doğruladı. Bakanlığın Haziran ayından itibaren gecikmeli ve haftalık olarak açıkladığı COVID -19 verilerine göre, 6-12 Haziran haftasında 7.556, 13-19 Haziran haftasında 10.954, 20-26 Haziran haftasında 26.635 kişinin testi pozitif çıktı. Bu, üç hafta içinde yaklaşık 3 katlık bir artış anlamına geliyor.

İstanbul Tabip Odası üyesi doktorlar, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dr. M. Mustafa Kartal’a saygı duruşunda bulunuyor, 11 Aralık 2020, İstanbul. [Kaynak: İstanbul Tabip Odası] [Photo: Istanbul Medical Chamber]

Mayıs ayında toplu taşımada maske takma kuralının kaldırılması vaka sayısının üç gün art arda 1.000’in altında olması gibi bilim ve akıldışı bir argümana dayandırılmışken, vaka sayısının yedi günlük ortalamasının neredeyse 4.000 olduğu bugünlerde neden bu önlemin geri getirilmediği açıklanmıyor.

Yaygın test yapılmamasına rağmen resmi rakamlarda meydana gelen büyük artış, emekçi nüfus tarafından ciddi bir uyarı olarak görülmelidir. Üstelik Sağlık Bakanlığı’nın yapılan günlük test sayısını bir süredir açıklamaması, durumun ciddiyetini tam olarak görmeyi engelliyor. 85 milyon nüfuslu Türkiye’de en son günlük test sayısı 100.000’lere kadar düşmüştü.

Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının ilan edildiği 11 Mart 2020’den bu yana resmi vaka sayısı 15,1 milyona ulaşırken, 99 binden fazla insan hayatını kaybetti. Gerçek can kayıplarının ise açıklanan rakamın en az üç katı olduğuna ve milyonlarca insanın daha hastalığa yakalandığına ilişkin çeşitli çalışmalar bulunuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise Ulusal Veri Yayınlama Takvimi’ne göre 24 Haziran’da açıklaması gereken “Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri”ni 2020, 2021 ve 2022 yıllarında açıklamadı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu üyesi Güçlü Yaman tarafından yapılan hesaplamalara göre pandemi boyunca meydana gelen fazladan ölümler 288 bine ulaşmış durumda.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son durum üzerine yaptığı açıklamada, “Risk grubunda olanların kişisel tedbirlere dikkat etmeleri önem arz ediyor. Vaka sayılarında son iki haftada 3 kattan fazla artış olsa da, bunun tam tersine hastane yükündeki azalış sürmektedir. Kötü günler geride kaldı,” dedi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin gündeminde herhangi bir önlem olmadığını ifade etmiş oldu.

Hükümet, dünya çapındaki benzerleri gibi, başından itibaren, halk sağlığı uzmanlarının ve bilim insanlarının görüşlerini değil; egemen sınıfın kâr çıkarlarını dikkate alarak hareket etti. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, işçi sınıfının amansız sömürüsünün yanı sıra yüz binlerce ölüme ve on milyonlarca insanın enfekte olmasına yol açan “sistem”i kısa süre önce şöyle özetlemişti: “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor.”

Şirketlerin milli gelirden aldığı pay pandemi vurgunuyla geçen son iki senede yüzde 42,9’dan 47’ye çıkarken milyonerlerin toplam serveti 3,9 trilyon liraya ulaştı. Buna karşılık, işçi sınıfından ve alt orta sınıftan oluşan nüfusun yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve giderek yoksullaşıyor.

Hayat pahalılığı durmadan artarken resmi yıllık enflasyon yüzde 70’i geçmiş durumda. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise gerçek yıllık enflasyonun yüzde 160’ın üzerinde olduğunu hesaplıyor.

Erdoğan hükümetinin kitlesel enfeksiyon ve ölüm politikasının ortasında, bilim insanları ve halk sağlığı uzmanları Omicron’un BA.4 ve BA.5 alt varyantlarının küresel ölçekte yeni bir enfeksiyon ve ölüm dalgasını başlattığı uyarısında bulunuyorlar. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 21 Haziran’da yaptığı açıklamada COVID-19 nedeni ile hastanelere başvuruların arttığına dikkat çekerken, Omicron’un BA.4 ve BA.5 varyantlarının çok hızlı bulaştığının altını çizdi.

Ceyhan, “Türkiye’de test yapma şartları çok zorlaştırıldığı için vakalardaki artışın da farkında değiliz. Artık pandemiye ayrılacak bir bütçe de yok. Pandemi yokmuş gibi davranılıyor,” dedi. 

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ise, “Dünyada ölüm sayısında artış var. Yeni varyantlar nedeniyle hareketlenme var… Maske zorunluluğu toplu taşıma araçlarında ve kapalı ortamlarda zorunlu olmalı” dedi ve aşılama nedeniyle sağlanan bağışıklıkta düşüş sürecine girildiğine dikkat çekti.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal, hükümetin vaka sayısını uzun süre açıklamamasındaki amacı şöyle ortaya koydu: “Vakalar artıyor hastaneye yatışlar artıyor. Bakanlık yasakları kaldırdığı ve hiçbir açıklama yapmadığı için vatandaş da Covid bitti gibi düşünüyor. Ancak bitmedi ve vakalarda belirgin artış var.”

Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu da şunları söylüyordu: “İnsanlar daha az test yaptırıyor. Solunum yolları enfeksiyonu, ateş gibi şikâyetlerle gelen kişilerin hepsi Covid çıkıyor. Sayılara baktığımız zaman Ocak, Şubat aylarındaki rakamları buldu. Kapalı ortamlarda maske uygulamasının kaldırılması için çok acele edildi.” Bu uygulama, Nisan ayı sonunda kaldırılmıştı.

Sönmezoğlu sözlerini şu şekilde noktaladı: “Pandemiye, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) karar verdi. DSÖ pandemiyi sonlandırmadı ancak ülkemiz pandemiyi bitmiş olarak kabul etti. Dünyada vakalar var. Endonezya ve Türkiye vakaları DSÖ’ye bildirmiyor. Çünkü turizm tek gelir beklentisi.”

Yeni bir dalga tehlikesinin yanında, Uzun COVID semptomlarından şikâyetler de artıyor. Özellikle ABD’de yapılan araştırmalarda, Uzun COVID veya Post Akut Koronavirüs Sendromu’nun (PACS) enfekte olanların yüzde 10-30’unu etkilediği hesaplanıyor. Bu semptomlar arasında kalpte ritim bozuklukları, kas ve eklem ağrıları, böbrek yetmezliği, kan pıhtılaşması bozuklukları, felç, diyabet, anksiyete ve diğer nörolojik ve zihinsel sağlık işlev bozuklukları bulunuyor.

Almanya’da yaşayan ve biyoteknolog olduğunu belirten Anıl İlerigider, 20 Haziran’da Twitter’da şunları yazdı: “Haziran başında #Omikronla (büyük ihtimal BA.4/5) enfekte olan 3 doz aşılı iş arkadaşımın saçları aniden tutam tutam dökülmeye başladı. Akabinde korkunç baş & diş ağrısı, diş eti çekilmesi ve iltihabı, 2 dişi düştü. Çocuk mahvoldu.” Ardından “Aranızda benzer şekilde hastalananlar var mı?” diye sordu ve çok sayıda yanıt aldı.

Bir kişi, “Ben 57 yaşımdayım Mart ayında Covid oldum şimdi yazdıklarınız ve yüksek tansiyon var” derken, bir başka kullanıcı “Ben pandeminin ilk başlangıcında oldum. Üç ay toparlanamadım. Hatıra olarak göz damarlarımda ağrı ve biraz görme bozukluğu kaldı,” diye yazdı. “Hocam 2 doz aşılı iken + olmuştum. Beyin sisi ve algılamamda hissedilir derecede azalma oluştu” bir diğer yorumdu.

Bir başkası “Diş minelerim inceldi ve 2-3 dişim kırıldı” derken, bir diğer kullanıcı şöyle yazıyordu: “Hocam üç doz aşılı iken Şubat ortasında Covid ile enfekte oldum. Hafif geçti ama ciğerde hasar kaldı, saç dökülmesi, unutkanlık ve dikkat dağınıklığı çok fazla (şimdi bile).”

Bu kısa tanıklıklar bile, Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin (WSWS) COVID-19 Pandemisine Yönelik Küresel İşçi Soruşturması’nın öneminin ve uluslararası işçi sınıfı içinde yaygınlaştırılmasının gerekliliğinin altını çiziyor. Tüm okurlarımızı Soruşturma’ya destek olmaya ve WSWS’nin “Pandemiyi sona erdirmek için ne yapmalı?” videosunu izleyip paylaşmaya çağırıyoruz.

Loading