Yunanistan’ın en kötü tren faciasında en az 57 can kaybı

Yunanistan tarihinin en büyük tren faciasında en az 57 kişi hayatını kaybetti, birçok kişiden ise hâlâ haber alınamıyor.

Atina’dan Selanik’e gitmekte olan bir yolcu treni Salı günü gece yarısından kısa bir süre önce Yunanistan’ın orta kesimindeki Tempe kasabasının dışında bir yük treniyle kafa kafaya çarpıştı. Yolcu treninin 140 km/saat ile 160 km/saat arasında, yük treninin ise 100 km/saat hızla seyrettiği bildirildi.

Yunanistan'ın Larissa kenti yakınlarında, Atina'nın yaklaşık 376 kilometre kuzeyindeki Tempe'de meydana gelen çarpışmanın ardından trenlerin enkazı demiryolu hatlarında yatıyor, 1 Mart 2023 Çarşamba. [AP Photo/Giannis Papanikos]

Yolcu treni Larissa istasyonundan ayrıldıktan sonra kuzeye, yük treni ise Selanik’ten Larissa’ya doğru güneye hareket etmekteydi. Çarpışmanın ardından parçalanan tren, rayların yanındaki bir alana düştü.

Yunanistan Demiryolu İşçileri Sendikası Başkanı Yannis Nitsas’a göre, ölenler arasında yük treninin iki makinisti ile yolcu treninin iki makinisti de dahil olmak üzere sekiz demiryolu işçisi bulunuyor.

İtfaiye yetkilileri Çarşamba günü yaptığı açıklamada, çarpışmada yaralandığı tahmin edilen 85 kişiden 66’sının Larissa’daki hastanelere kaldırıldığını söyledi. Altı kişi ise yoğun bakımda.

Kurtarma operasyonu için 150 itfaiyeci, 17 araç ve dört vinç kullanıldı. Kırk ambulans seferber edildi. Hafif yaralanan ya da zarar görmeyen yaklaşık 200 kişi otobüslerle Selanik’e götürüldü.

Trende bulunan yaklaşık 350 yolcunun çoğu, Yunan Ortodoks dini bayramından sonra Selanik’e dönen öğrencilerdi (Yunanistan’ın ikinci büyük kentinde büyük bir üniversite nüfusu var). Greek Reporter, “Larissa hastanesi acil servis şefi Apostolos Komnos, ölenlerin çoğunun 20’li yaşlardaki gençler olduğunu söyledi,” diye bildirdi.

Çarpışmanın etkisiyle yolcu treninin ilk dört vagonu raydan çıktı. Teselya Bölge Valisi Kostas Agorastos, ilk iki vagonun alev aldığını ve “neredeyse tamamen tahrip olduğunu” ve “artık var olmadığını” söyledi.

İlk iki vagonun ezilmesiyle üçüncü vagon olan restoran vagonu üzerlerine devrildi ve alev aldı. Yolcuların trenin pencerelerinden dışarı fırladığı bildirildi. Bazı cesetler demiryolu hattından 40 metre kadar uzakta bulundu.

Hayatta kalan Angelos, AFP’ye şunları söyledi: “Deprem gibiydi... İlk vagonlarda dehşet sahneleri gördüm. Hâlâ titriyorum.”

Kurtulanlardan Stergios Minenis ise Reuters’e şunları belirtti: “Büyük bir patlama duyduk... Yan yatıp kargaşa durana kadar vagonun içinde savrulduk. Panik yaşandı. Kablolar, yangın. Yangın hemen başladı. Vagon dönerken yanıyorduk. Ateş sağdan ve soldan geliyordu.

“10, 15 saniye boyunca kaos vardı. Devrilmeler, yangınlar, sarkan kablolar, kırılan camlar, çığlık atan insanlar, sıkışan insanlar.”

AFP’ye açıklama yapan bir kurtarma görevlisi, “Hayatım boyunca böyle bir şey görmedim. Bu çok trajik. Beş saat geçti ve halen cesetler buluyoruz,” dedi.

Larissa’daki genel hastanenin baş adli tabibi Roubini Leontari, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, 35 cesedin “şu anda morgda olduğunu ve diğer cesetlerin naklinin devam ettiğini... Bazı cesetlerin tamamen kömürleştiğini ve tanınmaz halde olduğunu, çoğunun gençler olduğunu” söyledi.

BBC’nin haberine göre, “Yerel itfaiye teşkilatı daha önce alev alan tren vagonunun 1.300C derece sıcaklığa ulaştığını söylerken, Larissa Belediye Başkanı Apostolos Kalogiannis ölenlerden bazılarının kimliklerinin ancak DNA testiyle tespit edilebileceğini belirtti.”

Yunanistan’ın bir önceki en kötü tren kazası 1972 yılında yine Larissa yakınlarında iki trenin kafa kafaya çarpışması sonucu meydana gelmişti. Nihai ölü sayısı açıklandığında bu rakam, 2013 yılında İspanya’da Santiago de Compostela yakınlarında bir trenin devrilmesi sonucu meydana gelen yüksek hızlı tren kazasında ölen 80 kişiyi geçebilir. Ölü sayısı, 2016 yılında Almanya’nın Bad Aibling kentinde meydana gelen ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan Avrupa demiryolu ağındaki son benzer kafa kafaya çarpışma kazasını şimdiden aşmış durumda.

Yunanistan’ın muhafazakâr Yeni Demokrasi (ND) hükümeti üç günlük ulusal yas ilan etti.

Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis’in Çarşamba günü öğleden sonra istifa etmesiyle siyasi sonuçlar hemen ortaya çıkmaya başladı. Özelleştirilen Hellenic Railways Organisation’ın ve onun proje kolu olan ERGOSE’nin başkanları da görevlerinden ayrıldılar.

Bu aşamada trajedinin doğrudan nedenlerini tespit etmek mümkün olmamakla birlikte, her iki trenin de birkaç kilometre boyunca aynı hat üzerinde birbirlerine doğru ilerledikleri biliniyor. Kazanın meydana geldiği hattın 27,3 kilometrelik bölümü çift hatlı olup otomatik kontrolleri vardı ancak makaslama ve sinyalizasyon hâlâ manuel olarak kontrol ediliyordu.

Larissa’da 59 yaşındaki istasyon şefi tutuklandı ve ihmal sonucu kasıtsız insan öldürme, ihmal sonucu kasıtsız olarak toplu bedensel zarara neden olma ve ulaşıma tehlikeli müdahalede bulunmakla suçlandı. İstasyon şefi suçlamaları reddetti ve kazanın olası bir teknik arızadan kaynaklandığını söyledi. İstasyon şefi, bir yıllık eğitimin ardından 40 gün önce göreve başlamıştı.

Doğrudan sebepler ne olursa olsun, sorumluluğu tek bir kişiye yüklemek olayı örtbas etmek demektir.

Pek çok kişi, Radikal Sol Koalisyon (Syriza) da dahil olmak üzere birbirini izleyen hükümetler tarafından son 15 yıldır uygulanan kemer sıkma politikaları sonucu temel hizmetlerin ve altyapının büyük ölçüde bozulduğu ya da yok edildiği bir toplumda nedenlerin çok daha derinlere uzandığını anlıyor. Selanik’teki öğrenci dernekleri olay “örtbas” edilmeden tam bir soruşturma yapılmasınını talep etti. Çarşamba akşamı protestocular Hellenic Trains’in başkent Atina’daki Singrou Caddesi’nde bulunan merkezinin önünde toplandı. Pankartlardan birinde “Bu bir hata ya da talihsiz bir an değildi, hayatlar yerine kârlara öncelik verildi” yazıyordu. Bir diğerinde ise “Bizim ölülerimiz, onların kârları” yazılıydı.

Çevik kuvvet polisinin ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kullanarak sert biçimde saldırmasına rağmen protestocular parlamentoya doğru ilerledi.

Saldırı gerçekleşirken Başbakan Kiryakos Miçotakis televizyonda yaptığı konuşmada, “Her şey gösteriyor ki, yaşanan dram maalesef trajik bir insan hatasından kaynaklanıyor,” dedi.

Yunanistan’ın en büyük iki şehri arasındaki demiryolu ağının vahim durumunu ERT’ye değerlendiren Tren Makinistleri Derneği Başkanı Kostas Genidounias, “Hiçbir şey çalışmıyor. Atina-Selanik ağında her şey elle yapılıyor. Ne göstergeler ne trafik ışıkları ne de elektronik trafik kontrolü çalışıyor,” diye konuştu. Ana demiryolu işçileri sendikasının lideri Nikos Tsikalakis ise Radyo ENA’ya verdiği demeçte ülke çapında sadece 750 demiryolu işçisi olduğunu, bunun da gerekli işçi sayısı olan 2.000’in çok altında olduğunu söyledi.

Guardian’ın haberine göre, “AB demiryolu ajansının istatistiklerine göre, kilometre başına düşen toplam ölüm vakaları da dahil olmak üzere, Yunanistan’ın demiryolu güvenlik sicili son on yılda AB’deki en kötü sicil oldu. Ancak bu durum, Birleşik Krallık’ın yaklaşık %2’si büyüklüğündeki küçük demiryolu ağı nedeniyle kolayca çarpıtılabiliyor. Ölümlerin büyük bir kısmını yolculardan ziyade demiryolu işçileri oluşturmaktadır.”

Yunanistan’ın eski devlet demiryolu ağı ve demiryolu araçları şirketi, bu on yılın yarısında, ND, sosyal demokrat Pasok ve Syriza (2015-19 yılları arasında iktidardaydı) liderliğindeki birbirini izleyen hükümetler tarafından yürütülen kemer sıkma saldırısı sırasında Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve finans kuruluşları tarafından talep edilen 55 milyar avroluk devlet varlıklarının toplu satışının bir sonucu olarak özel mülkiyet altındaydı.

Haziran 2010’da, kemer sıkma önlemleri daha da ağırlaşırken, demiryolu işçileri devlet demiryolu ağı TrainOSE’nin yüzde 49’unun özelleştirilmesi önerisine karşı ülke çapında 24 saatlik bir grev yapmıştı. AB ve IMF’den alınacak ağır kredi koşulları karşılığında üç yıllık bir özelleştirme programı başlatılacaktı.

TrainOSE’nin özelleştirilmesi nihayet 2017 yılında SYRIZA döneminde, İtalyan devlet demiryolu holding şirketi Ferrovie Dello Stato Italian’ın Yunanistan’ın demiryolunu sadece 45 milyon avro karşılığında satın almasıyla gerçekleşti. Bunu, yeni özelleştirilen TrainOSE’nin 2018’de devletin demiryolu araçları bakım işletmesi EESSTY için 22 milyon avroluk eşit derecede düşük bir satın alma fiyatı ödemesi izledi. Özelleştirmenin üzerinden beş yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen Yunanistan’ın köhne demiryolu ağında güvenlik sistemleri hâlâ tam olarak otomatikleştirilmiş değil.

Kesintiler ve gerekli teknolojinin uygulanmaması sonucunda ciddi bir kazanın meydana gelebileceğine dair pek çok uyarı yapılmıştı. Makinistler sendikasının bir aydan kısa bir süre önce üyelerine gönderdiği ve aynı hatta yakın zamanda meydana gelen iki tren kazasına atıfta bulunduğu bir genelgede şöyle deniyordu: “Onlar [hükümet, demiryolu şirketi] timsah gözyaşları döksün diye ‘yaklaşan bir tren felaketi’nin olmasını bekleyemeyiz...”

Loading