Ürdün’de SİHA’yla 3 ABD askerinin öldürülmesinin ardından Kongre’de İran ile savaş çağrıları yapılıyor

ABD Deniz Piyadeleri, 10 Temmuz 2023'te Ürdün'de Intrepid Maven tatbikatı sırasında canlı atış talimi yapıyor. [Photo: Marine Corps Cpl. Khalil Brown ]

ABD Merkez Komutanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada Ürdün’de Suriye sınırı yakınlarındaki bir ABD üssüne insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda üç ABD askerinin öldüğünü ve 25 askerin de yaralandığını iddia etti. ABD’li yetkililer New York Times’a yaptıkları açıklamada saldırının Tower 22 olarak bilinen ABD üssünde askerlerin bulunduğu bir kışlayı vurduğunu söyledi.

Irak İslami Direnişi adlı grup saldırıyı üstlendi ve bunun ABD’nin Gazze’deki soykırıma verdiği desteğe misilleme olduğunu belirtti.

ABD’li politikacılar Amerikan askerlerinin ölümünü fırsat bilerek ABD’nin İran’a doğrudan saldırması çağrısında bulundular. Bu İsrail’in Gazze’deki soykırımıyla tetiklenen ve Ortadoğu geneline yayılmakta olan savaşı büyük ölçüde şiddetlendirecektir.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, ABD’yi “İran içinde önemli hedefleri” vurmaya çağırdı.

ABD askerlerinin saldırıya uğradığı Ürdün'deki ABD Tower 22 hava üssünün yerini gösteren bir harita. [Photo by mapchart.net / CC BY-SA 3.0]

Graham, “İran’ı şimdi vurun, sert bir şekilde,” dedi ve şunları ekledi: “İran rejiminin anladığı tek şey güçtür. Altyapıları ve personelleriyle bir bedel ödeyene kadar ABD birliklerine yönelik saldırılar devam edecek.”

Senato Azınlık Lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell, yönetimi İran’a “ciddi ölçüde felç edici bedeller” ödetmeye çağırdı.

Cumhuriyetçi Senatör Dan Sullivan “net, ölümcül ve ezici bir yanıt” çağrısında bulundu.

Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton ise “İran’ın terörist güçlerine karşı hem İran’da hem de Ortadoğu’da yıkıcı bir askeri misilleme” çağrısı yaptı.

Bazı Demokratlar da savaş yaygarasına katıldı. Bir zamanlar Demokratların ABD başkanı aday adayı olan emekli General ve eski NATO Komutanı Wesley Clark şunları söyledi: “ABD ‘gerilimi tırmandırmak istemiyoruz,’ demeyi bırakmalı. Bu onları bize saldırmaya davet eder. Saldırılarımızı ‘misilleme’ olarak adlandırmayı bırakın. Bu reaktif bir yaklaşımdır. Kapasitelerini ortadan kaldırın ve kaynağı olan İran’a sert bir şekilde saldırın.”

Başkan Joe Biden, ölümleri duyururken, “Kendi seçtiğimiz bir zamanda ve şekilde tüm sorumlulardan hesap soracağız,” dedi.

Bloomberg News, ismi açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı haberinde ABD’nin İran’a doğrudan saldırı düzenlemeyi düşündüğünü bildirdi. Haber servisi, “Olasılıklardan biri, ABD’nin İran’ı, üstlenmeden ama yine de açık bir mesaj göndererek vuracağı gizli bir eylemdir,” diye yazdı ve ekledi: “Biden yönetimi, eski Başkan Donald Trump’ın 2020’de Bağdat’ta General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi emrini verirken yaptığı gibi İranlı yetkilileri doğrudan hedef alabilir.”

ABD’nin İran’a doğrudan saldırması, Ortadoğu’da halihazırda devam etmekte olan bölgesel sıcak savaşı büyük ölçüde alevlendirecektir.

The Economist “Sürekli Genişleyen Ortadoğu Savaşı” başlıklı bir makalede şu açıklamayı yaptı:

Ortadoğu’da kimin kime ateş ettiğini gösteren bir diyagram çizseniz, bu giderek bir kase spagettiye benzeyecektir. Ekim ayında İsrail ile Hamas arasında başlayan savaşa şimdi dört Arap ülkesinden daha militanlar katılıyor. Buna ek olarak İran, İsrail ve Ürdün bu ay Suriye’yi bombaladı. İran ayrıca beklenmedik bir şekilde Pakistan’ı da bombaladı ki Pakistan bu karmaşanın içine nasıl sürüklendiğini merak ediyor olmalı.

Geçtiğimiz iki hafta içinde ABD Suriye, Irak ve Yemen’de saldırılar düzenledi. Müttefiki İsrail ise Lübnan’la olan kuzey sınırında her gün ateş açıyor, Suriye’de İran’la bağlantılı olduğu iddia edilen hedefleri vuruyor ve Mısır silahlı kuvvetleriyle askeri çatışmalara giriyor. Bu ayın başlarında ABD’nin, Yemen’deki Husi isyancılar tarafından kullanılmak üzere silah taşıdığını iddia ettiği bir gemiye düzenlediği baskın sırasında iki ABD SAT komandosu öldürüldü.

Ortadoğu’da savaşın tırmanması, ABD’nin Gazze’deki soykırıma suç ortaklığını derinleştirdiği bir dönemde gerçekleşiyor.

Cuma günü Biden yönetimi, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) yönelik finansmanı askıya alacağını duyurdu. Bu kuruluş, İsrail’in kasıtlı ablukası nedeniyle halkı yaygın bir açlıkla karşı karşıya olan Gazze’ye gıda ve tıbbi yardım ulaştıran ana can simidi konumunda. Birleşik Krallık, Finlandiya, Avustralya, Kanada, İtalya, Hollanda ve İsviçre de kuruluşa yönelik finansmanı askıya alacaklarını açıkladılar.

ABD, Gazze’de kitlesel ölümleri arttırmaktan başka bir işe yaramayacak olan bu adımın, bir düzine UNRWA çalışanının 7 Ekim’de İsrail’e düzenlenen saldırıda yer aldığı iddialarına yanıt mahiyetinde olduğunu iddia etti. UNRWA Gazze’de 13.000 kişiyi istihdam ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Bağışçılara bu kritik anda @UNRWA’ya sağladıkları fonları askıya almamaları çağrısında bulunuyoruz. Finansmanın kesilmesi yalnızca desteğe çaresizce ihtiyaç duyan #Gazze halkına zarar verecektir,” dedi.

Geçtiğimiz hafta Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika’nın İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığı iddiasıyla açtığı dava dolayısıyla İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı durdurmasına karar verdi.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada ABD’nin finansmanı kesme kararını kınadı. Callamard “Dünyanın en zengin ülkelerinin, 12 kişinin işlediği iddia edilen suçlar nedeniyle yeryüzündeki en savunmasız nüfusu cezalandırmaya yönelik mide bulandırıcı, kalpsiz kararı. Hem de ICJ’nin soykırım riskini tespit eden kararının hemen ardından. Mide bulandırıcı,” dedi.

Loading Tweet ...
Tweet not loading? See it directly on Twitter

İsrail, ICJ’nin kararına Filistinlileri zorla yerinden etme faaliyetlerini yoğunlaştırarak karşılık verdi. Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü Pazar günü yaptığı bir açıklamada şu uyarıda bulundu:

Uluslararası Adalet Divanı’nın (ICJ), İsrail’in, Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal eden askeri operasyonları nedeniyle geçici tedbirlere tabi tutulmasına karar vermesinin üzerinden iki gün geçmeden, binlerce kişi Han Yunus mülteci kampından ve vilayetin diğer bazı bölgelerinden Gazze Şeridi’nin batı kıyılarına zorla tahliye edildi.

Gözlemciye göre bugüne kadar, öldüğü teyit edilenler ve iki haftadan uzun süredir kayıp olanlar da dâhil olmak üzere 32.000 Gazzeli öldürüldü. Bunlar arasında 115 gazeteci, 675 sağlık çalışanı ve 165 sivil savunma çalışanı bulunuyor. Ölenlerin büyük çoğunluğu ya kadın ya da çocuk; 1 milyon 950 bin kişi de ülke içinde yerinden edilmiş durumda.

Loading