ABD Ortadoğu'da "haftalarca" sürecek saldırılar planlıyor

Önde amfibi saldırı gemisi USS Bataan ve arkada çıkarma gemisi USS Carter Hall, 8 Ağustos 2023 Salı günü Kızıldeniz’de ilerliyor. 12 Ağustos’ta Ortadoğu’daki Batı destekli deniz kuvvetleri, stratejik Hürmüz Boğazı’ndan geçen gemileri, ele geçirilmemek için İran karasularından mümkün olduğunca uzak durmaları konusunda uyarmıştı. [AP Photo/Mass Communication Specialist 3rd Class Riley Gasdia/U.S. Navy]

Pazar günü Ürdün'de Iraklı milisler tarafından düzenlenen bir hava saldırısında üç ABD askerinin öldürülmesini fırsat bilen ABD, Ortadoğu'da uzun süreli bir askeri saldırı planlıyor.

NBC News, ABD'li yetkililerin Biden yönetimi tarafından planlanan saldırıların 'haftalar' sürecek bir 'harekat' olacağını söylediğini bildirdi. NBC'nin haberine göre saldırılar 'İran dışındaki İran hedeflerini' de kapsayacak.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby Çarşamba günü düzenlediği basın brifinginde NBC'nin haberini doğrular şekilde ABD'nin tepkisinin 'tek seferlik olmayacağını... gördüğünüz ilk şeyin son şey olmayacağını' açıkladı.

Bu planlar, ABD'nin Ortadoğu'daki askeri tırmanışına ve Gazze'deki soykırıma verdiği desteğe büyük ölçüde karşı olan Amerikan halkını bilgilendirmek ya da onların rızasını almak için hiçbir çaba sarf edilmeden yapılıyor.

Pazartesi günü Kirby, 'Başkomutan kamuoyu yoklamalarına bakmıyor ya da seçim takvimini dikkate almıyor' diyerek bu gerçeği açıkça ortaya koydu.

Buna karşılık İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, İran içinde yapılacak herhangi bir saldırının 'cevapsız bırakılmayacağını' söyledi. Selami, 'Savaş aramıyoruz ama savaştan da korkmuyoruz' diye ekledi.

Pazartesi günü Pentagon Basın Sözcüsü Sabrina Singh'e bir brifingde 'ABD ile İran'ın Yemen, Irak, Suriye ve şimdi de Ürdün'deki vekilleri arasındaki bu savaş nasıl bölgesel bir savaş olmuyor?' diye soruldu.

Singh bu soruya şu yanıtı verdi: 'Bölgede tansiyonun yüksek olduğunu hiçbir şekilde göz ardı etmiyoruz. 17 Ekim'den bu yana ABD güçlerine yönelik tekrarlanan saldırılar gördük, dolayısıyla gerilimin yüksek olduğu ve İran destekli bu grupların askerlerimizi öldürmek amacıyla hedef aldığı gerçeğini göz ardı etmiyoruz.'

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Çarşamba günü Birleşik Krallık Savunma Bakanı Grant Shapps ile bir araya gelerek Ortadoğu'da gerçekleştirilmesi beklenen ortak saldırıları görüştü. Birleşik Krallık'ta yayımlanan Telegraph gazetesi, ülkenin operasyona katılmak üzere Kızıldeniz'e bir uçak gemisi göndermeye hazırlandığını bildirdi.

Çarşamba günü ABD ordusu Yemen'de son bir saldırı daha gerçekleştirdi ve ABD F-18 Super Hornet uçakları, insansız hava aracı fırlatma alanları olduğunu iddia ettiği yerlere bomba yağdırdı.

ABD'nin Ortadoğu'daki savaşa derinleşen müdahalesi, İsrail'in ABD'nin desteğiyle her zamankinden daha pervasız savaş suçları işlediği bir döneme denk geliyor.

Salı günü, sağlık personeli kılığındaki İsrail ordusu mensupları, Batı Şeria'nın kuzeyindeki İbn Sina Hastanesi'ne sızarak, biri hastane yatağında olmak üzere üç kişiyi yakın mesafeden infaz etti.

Hastanenin müdürü Dr. Naji Nazzal Reuters'a yaptığı açıklamada askerlerin 'üç adamı odada uyurken infaz ettiklerini' söyledi. “... Onları tedavi gördükleri odada doğrudan kafalarına kurşun sıkarak soğukkanlılıkla infaz ettiler.'

Bu, silahsız insanların infazı ve bir hastane tesisine yapılan saldırı da dahil olmak üzere birçok açıdan aleni bir savaş suçudur.

Euro-Med İnsan Hakları Gözlemevi tarafından yapılan açıklamada, 'İsrail güçleri, uluslararası insancıl hukuk kuralları açısından birden fazla ihlalin söz konusu olduğu karmaşık bir suç işlemiştir. Bu suçlar arasında, koruma altındaki sivil bir hastaneye baskın düzenlemek; doktor, hemşire ve sivil gibi giyinerek haince bir suç işlemek; failler söz konusu suçlar nedeniyle tutuklanabilecekken, ağır yaralı bir kişi de dahil olmak üzere hiç kimse için herhangi bir tehlike teşkil etmeyen kişilere karşı yargısız infaz gerçekleştirmek ve sağlık personeline işkence ve tacizde bulunmak yer almaktadır.'

Çarşamba günü Gazze'nin kuzeyindeki bir okulda 30 Filistinlinin cesedi bulundu. Birçoğunun ellerinin ve gözlerinin bağlı olması, İsrail güçleri tarafından toplu bir yargısız infazla öldürüldüklerini düşündürmektedir.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, 'İşgal rejiminin Filistin halkımıza karşı işlediği suçlar gün geçtikçe artmaktadır; bunların sonuncusu Filistin Esirler Cemiyeti tarafından belgelenmiştir. Filistinli vatandaşlar, Gazze'nin kuzeyindeki bir okulun bahçesine elleri ve gözleri bağlı halde cesetleri atılan yaklaşık 30 Filistinlinin infaz edildiğini bildirmiştir.' denildi.

Açıklama şöyle devam etti: 'Bu durum, işgal ordusunun sivillere acımasızca saldırıp onları olay yerinde infaz ederek bir katliam gerçekleştirdiğini göstermektedir.'

İsrail'in devam eden ablukası nedeniyle Gazze'de açlığın derinleştiği bir dönemde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki en büyük insani yardım kuruluşu olan BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nın (UNRWA) kapatılması çağrısında bulundu.

'Uluslararası toplumun ve BM'nin UNRWA'nın misyonunun sona ermesi gerektiğini anlamasının zamanı geldi' diyen Netanyahu, 'Gazze sorununu niyet ettiğimiz gibi çözeceksek' bu kuruluşun kapatılması gerektiğini söyledi.

Aynı günün erken saatlerinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres UNRWA'nın 'Gazze'deki tüm insani müdahalenin bel kemiği' olduğunu söyledi.

Netanyahu'nun yorumları, ABD ve diğer emperyalist güçlerin İsrail'in Gazze halkını kitlesel olarak açlığa mahkum etmesindeki suç ortaklığını ortaya koyan UNRWA fonlarını kesmelerinin ardından geldi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD ve diğer ülkelere UNRWA'ya yapılan yardımın kesilmesi kararını geri almaları çağrısında bulunarak bu adımın 'Gazze'de kıtlığı hızlandırabileceğini' ifade etti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Akshaya Kumar, 'Gazze'de yaşayan 2,3 milyondan fazla insana acil hayat kurtarıcı gıda, su ve ilaç sağlayabilecek en güçlü BM kuruluşunun fonlarının kesilmesi, dünyanın önde gelen uzmanlarının yaklaşmakta olan kıtlık riski konusunda yaptığı uyarılara karşı duyarsız bir kayıtsızlığın göstergesidir' dedi.

Çarşamba günü Dünya Sağlık Örgütü Acil Durumlar Direktörü Michael Ryan 'Bu açlıktan ölmek üzere olan bir nüfus' dedi ve ekledi: 'Bu uçurumun kenarına itilen bir nüfus ve bu çatışmanın tarafı değiller.'

Loading