İsrail Refah’ta etnik temizlik planlarını açıkladı

Cuma günü Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail ordusuna, Gazze’nin diğer bölgelerinden bir milyon mültecinin sürüldüğü güneydeki Refah kentinin zorunlu tahliyesine ilişkin bir plan sunma talimatı verildiği belirtildi.

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin Refah kentinde düzenlenen toplu cenaze töreni sırasında İsrail ordusu tarafından öldürülen kişileri gömüyor, 30 Ocak 2024. [AP Photo/Fatima Shbair]

Açıklamada, İsrail’in Refah’a yönelik saldırısının “büyük bir operasyon” olacağı ifade edildi.

İsrail’in Gazze halkına bölgedeki diğer tüm yerleri fiilen boşaltma talimatı verdiği göz önüne alındığında, bunun açık anlamı, Mısır’ın izni olsun ya da olmasın, halkın Sina Çölü’ne sürüleceğidir.

Filistin’in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur Cuma günü yaptığı açıklamada şunları söyledi:

İsrail ordusu ... Refah’taki insanları sözde tahliye etmeye başlarsa, nereye gidecekler?

Kuzeye gitmelerine izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Refah’ta kalmalarını istemiyorlar. Gidebilecekleri tek bir yer olduğu sonucuna varmak için nükleer fizikçi olmaya gerek yok, o da Sina Yarımadası.

Ekim ayında İsrail, Gazze’nin kuzeyinde yaşayan bir milyondan fazla insanın güneye göç etmesini emrederek burayı “güvenli bölge” olarak adlandırmış ve burada bombalanmayacaklarına dair güvence vermişti. Ardından Kasım ayında İsrail güçleri Han Yunus şehrinin boşaltılması emrini vererek bölgedeki sivilleri güneye, Refah’a kaçmaya zorladı. Bu “güvenli bölgelerin” her biri birbiri ardına bombalandı ve ardından kara birlikleri tarafından saldırıya uğradı.

Sonuç olarak, Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 86’sı -2,3 milyon insanın 1,7 milyonu- ülke içinde yerinden edilmiş durumda ve bunların çoğunluğu Refah’ta barınıyor. Kapana kısılmış mülteciler açlıkla karşı karşıya ve temiz su, hijyen koşullarından ve tıbbi bakımdan yoksunlar.

BM Genel Sekreteri António Guterres’in sözcüsü Stéphane Dujarric yaptığı açıklamada, “Uluslararası hukuka aykırı olan zorla yerinden edilmeyi hiçbir şekilde desteklemeyiz,” dedi. Bu açıklama, Netanyahu hükümetinin etnik temizlik yapma niyetinde olduğunu ilan etmektedir.

Netanyahu hükümetinin Filistinlilerin Refah’tan zorla çıkarılması konusundaki kararlılığı, İsrail soykırımının emperyalist destekçilerinden ikiyüzlü açıklamalar gelmesine neden oldu. Gazetecilere konuşan ABD Başkanı Joe Biden, Netanyahu’nun “Gazze Şeridi’ndeki müdahaleye yönelik tutumunun haddini aştığını” söyledi.

AB’nin dış politika şefi Josep Borell ise şu açıklamayı yaptı: “İsrail’in Refah’a askeri saldırı düzenleyeceğine dair haberler endişe vericidir. ... Bunun zaten vahim olan insani durumu daha da kötüleştirecek ve dayanılmaz sivil kayıplara yol açacak feci sonuçları olacaktır.”

Bu açıklamalara rağmen ABD ve Avrupalı emperyalist güçler İsrail’in Gazze’de soykırım ve etnik temizlik yapmasına sistematik olarak izin vermiş, ABD defalarca öldürülmesine izin verilen Filistinlilerin sayısı konusunda “kırmızı çizgiler” olmadığını ilan etmiştir.

Reuters Cuma günü Mısır’ın Gazze sınırında konuşlu asker sayısını büyük ölçüde arttırdığını ve son iki hafta içinde bölgeye 40 tank ve zırhlı personel taşıyıcı konuşlandırdığını bildirdi.

Beklenen kara harekâtı öncesinde İsrail güçleri şehre yönelik hava bombardımanını yoğunlaştırdı.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini Cuma günü yaptığı açıklamada “Refah’ta giderek artan bir endişe ve panik havası var,” dedi ve ekledi: “İnsanlar nereye gideceklerini bilmiyorlar.”

Gazze Sağlık Bakanlığı Cuma günü yaptığı açıklamada son üç ay içinde 27.947 Filistinlinin öldürüldüğünü ve binlercesinden haber alınamadığını bildirdi. Bakanlık, 8 ve 9 Şubat öğleden sonraları arasında Gazze’de 107 Filistinlinin öldürüldüğünü belirtti.

İsrail Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdürürken, Gazze Şeridi’ndeki binaları sistematik bir şekilde yıkıyor ve özellikle İsrail sınırına yakın tüm yapıları hedef alıyor.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk Cuma günü yaptığı açıklamada şunları duyurdu:

İsrail Savunma Güçleri’nin (IDF) Gazze Şeridi’nde İsrail-Gazze tel örgülerine bir kilometre mesafede bulunan tüm binaları yıktığı ve bir “tampon bölge” oluşturmak amacıyla bölgeyi temizlediği bildiriliyor. Genel güvenlik amacıyla bir “tampon bölge” oluşturmak için yapılan yıkımlar, uluslararası insancıl hukukta belirtilen dar “askeri operasyonlar” istisnasıyla tutarlı görünmemektedir. Ekim 2023’ün sonlarından bu yana Ofisim, çatışmaların yaşanmadığı ya da artık yaşanmadığı bölgelerde konutlar, okullar ve üniversiteler de dâhil olmak üzere sivil ve diğer altyapıların IDF tarafından yaygın bir şekilde tahrip edildiğini ve yıkıldığını kaydetmiştir.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

İsrail sivil altyapının bu denli kapsamlı bir şekilde tahrip edilmesi için mantıklı gerekçeler sunmamıştır.

Evlerin ve diğer temel sivil altyapının bu şekilde tahrip edilmesi, çatışmaların tırmanmasından önce bu bölgelerde yaşayan toplulukların yerlerinden edilmesini de pekiştirmekte ve sivillerin bu bölgelere geri dönüşünü imkânsız hale getirmeyi amaçlıyor ya da bu etkiyi yaratıyor gibi görünmektedir. Yetkililere sivillerin zorla nakledilmesinin savaş suçu teşkil edebileceğini hatırlatırım.

Biden yönetiminin ve Avrupa hükümetlerinin tam askeri ve lojistik desteğiyle hareket eden İsrail hükümetinin planı tam da budur. İsrail, 7 Ekim saldırılarını bahane ederek Gazze’yi yaşanmaz hale getirmek ve halkını öldürmek ya da sürmek için uzun zamandır var olan bir planı uygulamaya koymuştur. Refah’a yönelik saldırı bu büyük suçta yeni bir aşamayı başlatacaktır.

Loading