ABD İsrail’in 400’den fazla kişiyi öldürdüğü Şifa Hastanesi katliamını savunuyor

İsrail ordusunun Pazartesi günü Gazze’deki Şifa Hastanesi’nden çekilmesi, yerleşkenin bir ölüm tarlasına dönüştürüldüğünü, yüzlerce erkek, kadın ve çocuk cesedinde yargısız infaz, işkence ve sakatlama izleri olduğunu ortaya çıkardı.

Bu, Gazze’de yaklaşık altı aydır devam eden ve şimdiye kadar en az 32.000 kişinin öldürüldüğü ABD-İsrail soykırımının en büyük katliamlarından biridir.

Gazze Şehrindeki Şifa Hastanesi'nin kalıntıları, 1 Nisan 2024 Pazartesi. (AP Photo/Mohammed Hajjar)

Gazze’deki hükümet medya ofisine göre İsrail’in hastaneye düzenlediği saldırıda ölenlerin sayısı 400’ün üzerinde. Euro-Med Gözlemevi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Filistin tarihindeki en büyük katliamlardan biri” olarak nitelendirdiği olayda ölen, kaybolan ya da yaralananların toplam sayısının 1.500’ün üzerinde olabileceğini belirtti.

Sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan görüntüler, İsrail buldozerleri tarafından gömüldükleri hastanenin avlularından çıkarılan sayısız çürümüş cesedi gösteriyordu. Cesetler arasında elleri bağlanmış erkeklerin yanı sıra kadınlar ve çocuklar da vardı.

Görgü tanıkları Al Jazeera ve diğer medya kuruluşlarına rehinelerin kelepçeliyken vurulduklarını ya da hendeklere atıldıklarını ve buldozerlerle canlı canlı gömüldüklerini söyledi.

Soykırımın şimdiye kadarki en büyük katliamı olabilecek bu olayın ortaya çıkması sosyal medyada geniş çaplı bir öfkeye yol açarken, milyonlarca insan belgesel kanıtları paylaştı.

Gazze hükümet ofisi müdürü İsmail El-Thawabta, “[İsrail] işgali El Şifa Tıp Kompleksi içindeki tüm binaları yıktı ve yaktı. Avluları buldozerlerle yıktılar, onlarca şehit cesedini enkaza gömdüler ve burayı toplu bir mezarlığa dönüştürdüler,” dedi ve “Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur,” diye ekledi.

Filistin Kızılay Derneği sözcüsü Raed El-Nims Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada, “Bazıları öldürülen, bazıları işkence gören, bazıları gözaltına alınan sağlık personeli iki haftadır hiçbir tıbbi malzeme, hatta yiyecek ve su olmaksızın kuşatma altında tutuluyordu,” dedi.

El-Nims sözlerine şöyle devam etti: “Görgü tanıklarının ifadelerine ve resmi raporlara göre, sivillerin çoğu infaz edilmiş. Sağlık personelinin, doktorların ve hemşirelerin de aralarında olduğu insanlar İsrail işgal güçleri tarafından öldürüldüler; İsrail askerleri tarafından kasıtlı olarak infaz edildiler.”

Euro-Med Gözlemevi, katliamla ilgili ilk raporunda, sahadaki raporlara dayanarak, “bazıları yanmış, bazıları da kafaları ve uzuvları kopmuş yüzlerce cesedin hem El Şifa Tıp Kompleksi içinde hem de hastane çevresinde bulunduğunu” bildirdi.

İsrail soykırımının başlıca destekçisi olan Biden yönetimi, Şifa Hastanesi’nin meşru bir askeri hedef olduğunu iddia ederek ve hiçbir şekilde kanıtlamadan, Hamas’ın burayı bir karargâh olarak kullandığını ileri sürerek katliamı savundu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, “El Şifa Hastanesi’nde saklanan Hamas savaşçıları vardı,” dedi.

Miller, “Bu saldırının hastaneye yapıldığına inanmayın,” diye ekledi. “Saldırı hastanenin içinde saklanan Hamas savaşçılarına yönelikti. Neden daha fazla insanın Hamas’ı hastanelere girmekten vazgeçmeye çağırdığını duymadığımı bilmiyorum.”

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ise, “Bakın, Hamas hastanelerden faaliyet göstermemeli, bunu defalarca söyledik ve sivilleri riske atmamalı,” dedi.

Jean-Pierre “Hastanelerden, hastanelerden faaliyet gösteriyorlar,” diye ekledi. “Yaptıkları şey bu. Kendilerini sivil halkın içine yerleştiriyorlar. Yaptıkları şey bu.”

Beyaz Saray katliama, İsrail’in 1 milyondan fazla yerinden edilmiş insanın barındığı Refah’a planladığı saldırıya doğrudan yeşil ışık yakarak karşılık verdi.

Miller, “İsrail’in Refah’ta varlığını sürdüren Hamas savaşçıları konusunda hiçbir şey yapmaması” senaryosunun “kabul edilebilir bir alternatif” olmadığını söyledi.

Jean-Pierre ise sözlerini şöyle sürdürdü: “Refah’ta da Hamas’a bağlı kişiler olduğunu biliyoruz. Ancak askeri operasyonlarla ilerleyeceklerse bu konuşmayı yapmak zorundayız. Nasıl ilerleyeceklerini anlamak zorundayız.”

Euro-Med’e göre İsrail güçleri Şifa Hastanesi yerleşkesini “tüm çalışan personelden -özellikle de tıbbi personelden- ya yargısız infaz ya da zorla yerinden etme veya tutuklama yoluyla” temizledi.

İnsan hakları grubu, kuşatma sırasında ağır hastaların yiyecek, su ve tıbbi bakımdan mahrum bırakıldığı koşullar altında 22 hastanın hastane yataklarında öldürüldüğünü belirtti.

Saldırıda ölen sağlık çalışanları arasında ikisi de doktor olan Yusra El-Maqadmeh ile oğlu Ahmed El-Maqadmeh de vardı.

Daha önce Gazze’de çalışmış bir doktor olan Abu Sitta, geniş çapta paylaşılan bir takdir yazısında şunları belirtti:

Güzel bir ruh ve harika bir cerrah. Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde, 2021 savaşında ve ardından bu son savaşta birlikte çalıştık. Onun adanmışlığı şimdiye kadar gördüğüm hiçbir şeye benzemiyordu. Onu asla unutmayacağız.

Bu savaşı Şifa Hastanesi ile El Kudüs Hastanesi’nde geçirdi ve boş kaldığında El Ehli’de [hastanesinde] bana katılırdı. Her zaman kendini adamış, her zaman öğrenmek isteyen biriydi. Kuzeyden ayrılmayı reddetti ve bana ameliyatlarının fotoğraflarını göndermeye devam etti. Geride bir eş ve bebek bıraktı.

Bu ayın başlarında Euro-Med, İsrail güçlerinin tutuklulara yönelik toplu yargısız infazlar gerçekleştirdiğini bildirmişti. Bu haberler ABD’deki büyük medya kuruluşları tarafından tamamen görmezden gelindi. Ancak şimdi Şifa Hastanesi’nden ortaya çıkan görüntüler, hastanenin Biden yönetiminin tam desteğiyle İsrail askerleri tarafından büyük bir ölüm tarlasına dönüştürüldüğü iddialarını doğruluyor.

Loading