YSK kitlesel protestoların ardından Van’da belediye başkanlığını DEM Parti’ye geri verdi

Pazar günü yapılan yerel seçimlerde doğudaki en büyük Kürt şehirlerinden Van’da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) adayı Abdullah Zeydan’ın oyların yüzde 55’ini alarak büyükşehir belediye başkanı seçilmesi, İl Seçim Kurulu kararıyla iptal edilmişti.

Van Büyükşehir Belediyesi'nin seçilmiş eş belediye başkanları Abdullah Zeydan (sağda) ve Neslihan Şedal. Fotoğraf: @abdullahzeydan on X/Twitter

Salı gününden beri devam eden kitlesel protestolarla karşılaşan Yüksek Seçim Kurulu (YSK), DEM Parti’nin itirazını dün değerlendirerek geri adım attı ve mazbatayı Zeydan’a iade etti. Van’da on binlerce kişi kararı kutladı.

Adalet Bakanlığı ve Yüksek Seçim Kurulu, daha önce Zeydan’ın seçilme hakkını ve adaylığını kabul etmişti. Ancak Van İl Seçim Kurulu, belediye başkanlığını oyların yüzde 27’sini alan Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) adayı Abdulahat Arvas’a verdi.

Van’da Salı öğlen saatlerinde başlayan protestolar gece geç saatlere kadar sürdü. Polis göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile saldırırken, protestocular taş ve havai fişeklerle karşılık verdi. Esnaf da kararı protesto etmek için kepenk kapattı. Van ve Bitlis valilikleri, 15 gün boyunca anayasal bir hak olan protesto ve gösterilerin yanı sıra kente giriş çıkışları yasakladıklarını duyurdular. Protestolarda ve evlere yapılan baskınlarla çok sayıda kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Dün DEM Parti’nin şehirde yaptığı yönetim toplantısının ardından on binlerce kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenlenirken, polis bir kez daha protestoculara saldırdı. Seçim sonucunu iptal eden antidemokratik karar, İstanbul dahil birçok ilde protesto edildi. İnternette, Hakkâri’de AKP İl Başkanı Zeydin Kaya ile yakınlarının protestoculara uzun namlulu tüfeklerle ateş açtığını gösterdiği öne sürülen videolar yayımlandı.

Van İl Seçim Kurulu’nun antidemokratik kararı, AKP’nin Pazar günkü seçimde ciddi bir yenilgiye uğramasının ardından geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ülke genelinde oyların yüzde 37,7’sini alarak birinci olurken, son seçime göre milyonlarca oy kaybederek yüzde 35,5 oy alan AKP 2002’den beri ilk defa bir seçimde birinci olamadı.

Erdoğan, seçimin ardından yaptığı açıklamada, işçi sınıfının seçim sonuçlarına yansıyan hoşnutsuzluğuna rağmen sosyal saldırı programını uygulamaya devam edeceklerini söyledi. Erdoğan ayrıca Suriye ve Irak’taki Kürt milliyetçisi milislere karşı yeni askeri harekâtların işaretini vermişti: “Güney sınırlarımızın ötesinde bir ‘teröristan’ kurulmasına izin vermeyeceğiz.”

Erdoğan hükümeti, uzun bir süredir ABD’nin Suriye’deki başlıca vekil gücü olan Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) karşı yeni bir kara harekâtı için Washington’dan yeşil ışık bekliyordu. Ankara’nın 2016’dan beri Suriye’de bir Kürt devletinin oluşumunu engellemek için yaptığı operasyonlara, içeride seçilmiş Kürt milletvekillerinin ve belediye başkanlarının görevden alınması eşlik ediyor.

Halkların Demokrasi Partisi (HDP, yeni adıyla DEM Parti), 2019 yerel seçimlerinde Kürt illerinde birinci parti olarak 65 belediye kazanmış ancak İçişleri Bakanlığı bunların 48’inde seçilmiş belediye başkanlarının yerine “kayyım” atamıştı. Haberlere göre DEM Parti, bu seçimde bu 48 belediyeden 37’sini geri aldı ve toplam belediye sayısını 78’e çıkardı.

Hükümetin Van’daki sonuçlara müdahalesinden önce, Pazar günü birçok yerde askerlerin ve polislerin topluca oy kullanmak üzere getirilmesiyle DEM Parti’nin seçimleri kazanması engellenmeye çalışılmıştı. Mezopotamya Ajansı’na göre en az 12 yerde seçim sonuçları bu yolla AKP lehine değiştirilirken, DEM Parti bu antidemokratik uygulamaya itiraz etti.

2015 seçimlerinde HDP milletvekili seçilen Zeydan, CHP’nin Erdoğan’a dokunulmazlıkları kaldırması için verdiği anayasa değişikliği desteği sonucu 4 Kasım 2016’da HDP’li 12 milletvekili ile beraber tutuklanmış ve 7 Ocak 2022’ye kadar tutuklu kalmıştı. Zeydan, “terör propagandası” yapma suçundan hüküm giymişti.

Avukatının belirttiğine göre Zeydan, geçtiğimiz yıl seçme seçilme hakkını geri kazanmıştı: “Sayın Zeydan ile ilgili hükmü veren mahkemeye, memnu haklarını vermesini talep ettik. Bu talebim 21 Mart 2023 tarihine ait bir taleptir. Birkaç gün sonra 4 Nisan 2023 tarihinde Diyarbakır 5’inci Ağır Mahkemesi talebimizi kabul ederek, Zeydan’ın memnu haklarının iadesine karar vermişti.”

Zeydan ise yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Ben, bir yıl önceki mahkûmiyetimden dolayı mahkemeye memnun haklarımın iadesi için başvuru yaptım ve mahkeme kabul etti. Mahkemenin bu kararı vermesi yetmiyor ve kararın kesinleşmesi gerekiyor. Bu karar kesinleşti… Aradan bir yıl geçmiş ve bu süreçte tüm mahkeme kararı ve kesinleşme şerhi ile birlikte il seçim kuruluna başvuru yaptım. YSK tüm belgeleri inceledi, seçilme yeterliliğimin önünde hiçbir engel olmadığını söylediler.”

DEM Parti, Adalet Bakanlığı’nın 29 Mart Cuma günü saat 16.55’te Zeydan’ın adaylığına itiraz ettiğini belirterek şunları ekledi: “Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur. Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ye bildirimde bulunmuştur”

DEM Parti, Pazartesi günü kararın ardından yaptığı açıklamada “Bu karar iktidarın müdahalesi ile başlatılan siyasi darbe sürecinin devamıdır. Ayarlanmış Van İl Seçim Kurulu üyelerinin oy çokluğu ile verdiği karar hukuksuzdur, gayri meşrudur, halk iradesini tanımama kararıdır,” demiş ve dün karara itiraz etmişti.

Zeydan’la birlikte aynı antidemokratik bahaneyle tutuklanan ve halen cezaevinde tutulan HDP’nin eski lideri Selahattin Demirtaş, Van kararının arkasındaki başlıca kişi olan Erdoğan’dan sorunu çözmesini istedi: “Buradan sizler aracılığıyla Sayın Cumhurbaşkanı’na seslenmek istiyorum. Seçim gecesi halkın iradesine saygı duyacağınızı ve mesajı aldığınızı belirtmiştiniz. Van’da yaşananlar sizin bu mesajlarınızla uyumlu değil maalesef. Halkın iradesine saygı duymak bu şekilde olmaz. Bunu halk da Hak da kabul etmez.”

Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu gidişata daha en başından dur demenizi bekliyoruz. Tüm sorunların diyalog ve karşılıklı güven çerçevesinde çözümüne dönük iradeyi boşa çıkaran bu hukuksuz girişime, ülkenin Cumhurbaşkanı olarak dur demenizi bekliyoruz.”

Seçimden zaferle çıkan CHP’nin lideri Özgür Özel de Erdoğan’dan demokratik hakları savunmasını bekleme yanılsamasını besleyerek şunları söyledi: “Ben bu konuşmayı [Erdoğan’ın konuşmasını] önemsedim. Orada öyle konuşup da sonra rakibinin üç katı kadar oy alan bir büyükşehir belediye başkanı varken ona tuzak kurup ikinci olana mazbatayı verme rezaletine kalkışırlarsa söylediği bütün sözler hükümsüz hale gelmiş olur.”

Doğrusu, CHP’nin de yardımıyla uzun yıllardır bir polis devleti rejimi uygulayan Erdoğan’a yapılan bu iflas etmiş çağrılar, burjuvazinin hiçbir hizbinin demokratik hakları savunamayacağı temel siyasi gerçeğinin altını çizmektedir. Bu hakların savunulması, Türk ve Kürt işçilerinin egemen sınıfa ve emperyalizme karşı uluslararası sosyalist bir program temelinde birleştirilmesine ve kitlesel olarak harekete geçirilmesine bağlıdır.

Loading