Gazze’de yeni saldırılar başlarken İsrail ile İran arasında savaş tehlikesi büyüyor

ABD’nin Tahran tarafından planlanan “yakın” bir saldırı konusunda uyarıda bulunmasının ardından İsrail ile İran arasındaki gerilim Perşembe günü yeni bir boyuta ulaştı. İran rejimi, İsrail’in bu ayın başında Suriye’deki büyükelçiliğini bombalaması ve İran ordusunun üst düzey mensuplarını öldürmesinden bu yana misilleme yapacağını söylüyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz Perşembe günü yaptığı açıklamada “İran kendi topraklarından saldırırsa İsrail de karşılık verecek ve İran’a saldıracaktır” tehdidinde bulundu.

İsrail'in güneyinden görüldüğü üzere, İsrail askerleri İsrail-Gazze sınırı yakınlarında bir tankın üzerinde hareket ediyor, 9 Nisan 2024. [AP Photo/Leo Correa]

Tel Nof Hava Üssü’nde konuşan Başbakan Binyamin Netanyahu hava kuvvetleri personeline şunları söyledi: “Zor zamanlar geçiriyoruz. Gazze’de tüm şiddetiyle devam eden bir savaşın ortasındayız. Ayrıca rehinelerimizi geri almak için aralıksız çabalarımızı sürdürüyoruz ancak diğer cephelerden gelen meydan okumalara da hazırlanıyoruz.”

“Basit bir prensip belirledik: Bizi vuranı biz de vururuz. Savunmada ve saldırıda İsrail’in güvenliği için sorumluluklarımızı yerine getirmeye hazırız.”

İsrail haber kanallarına göre, ülkenin hava kuvvetleri kısa bir süre önce “İran’da bir saldırıyı simüle etmek” için Kıbrıs ile ortak tatbikatlar yaptı. İsrail Savunma Kuvvetleri yüksek alarm durumunda, hafta sonu izinleri iptal edildi ve ordu Hava Savunma Düzeni’ne fazladan yedek asker çağırdı.

Amerika’nın en üst düzey generali Michael Kurilla, Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşmek üzere İsrail’e geldi ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken tarafından Çarşamba akşamı yapılan bir telefon görüşmesinde Washington’ın İran ile herhangi bir çatışmada İsrail’i tam olarak destekleyeceği konusunda güvence verildi. Başkan Joe Biden aynı gün erken saatlerde düzenlediği basın toplantısında, “Başbakan Netanyahu’ya da söylediğim gibi, İran ve vekillerinden gelen bu tehditlere karşı İsrail’in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmazdır, sarsılmaz,” dedi.

İstihbarat Komitesi üyesi Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, durumu “1973’ten bu yana Ortadoğu’daki en tehlikeli an” olarak nitelendirerek şu uyarıda bulundu: “İran kendi topraklarından İsrail’e karşı geniş çaplı bir saldırı başlatmak istiyor. İsrail anında İran içinde çok daha şiddetli bir karşı saldırıyla cevap verecektir.”

ABD ve Avrupalı güçler İran’ı bu tür provokasyonlara karşılık vermeye zorlarken bile Tahran’dan, müttefikleri İsrail’den hiçbir zaman beklemedikleri bir “itidal” göstermesini talep ettiler. ABD’nin Ortadoğu temsilcisi Brett McGurk, Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Irak dışişleri bakanlarını Tahran’la görüşmeye ve hükümeti geri adım atmaya çağırmaya yönlendirdi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock “bölgesel gerilimin daha da tırmanmasını önlemek” adına “azami itidal” çağrısında bulundu.

Ancak İsrail’e Gazze’de bir soykırım gerçekleştirmesi ve Lübnan ve Suriye’deki muhaliflerine küstahça saldırması için silah, diplomatik ve askeri destek sağlayarak gerilimi sürekli ve kasıtlı olarak tırmandıranlar emperyalist güçlerdir. Geçtiğimiz Aralık ayında Gallant İsrail’i “yedi bölgede” “çok cepheli bir savaşa” girmiş olarak tanımlamıştı.

İsrail’in savaşının hemen başında ABD, ülkenin misillemeye karşı güvence altına alınması için Doğu Akdeniz’e iki uçak gemisi saldırı grubu gönderdi. Bu güçler Çarşamba günü Yemen’de İran ve Filistin yanlısı Husiler tarafından fırlatılan 11 insansız hava aracını durdurdu.

İsrail ve emperyalist merkezlerdeki en utanmaz şahin sesler, İsrail’i İran’a doğrudan saldırmaya çağırıyor.

İsrail’in eski ABD Büyükelçisi Danny Ayalon şu yorumu yaptı: “Tansiyonun yükselmesiyle birlikte burada yeni bir durum ortaya çıktı. İran ilk kez vekiller aracılığıyla değil, doğrudan İsrail’i vurmakla tehdit ediyor... Bence İran’da ve Tahran’da yılanın başını ezmek, İran’ı geri püskürtmenin, onu uzak tutmanın muhtemelen en etkili yoludur.”

Birleşik Krallık’ta yayımlanan Daily Telegraphs gazetesinde, eski albay Richard Kemp, “Birleşik Krallık’ın İran’a karşı doğrudan askeri harekata hazır olması gerektiğini” ya da “onlara [İsrail’e] mücadele etmelerinde yardımcı olmak için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini” savundu.

Aynı gazetede, Başkan Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton şunları söyledi: “İsrail Refah saldırısını çok uzun süre erteledi...”

“Hamas’tan arta kalan gerilla/terörist faaliyetlerini temizlemek zaman alacaktır; ancak Hamas’ın tasfiye edilmesi İsrail’in Hizbullah’la tam anlamıyla yüzleşmesi gerektiğinde daha özgür ve daha az risk altında olması anlamına gelir. Ya da İran’la ve nükleer silah programıyla şimdi, henüz İran güvenilir bir sevkiyat kapasitesine sahip olmadan yüzleşmek anlamına gelir.”

İsrail güçleri Gazze’deki saldırılarını şimdiden iki katına çıkarmış durumda ve Şerid’in merkezinde Nuseyrat mülteci kampına odaklanan saldırılar düzenliyor. Deyr el-Balah yakınlarında yaşayan Rauf Abed El Cezire’ye yaptığı açıklamada “Sanki işgal ordusu yeni bir savaş başlatıyor,” dedi.

Havadan ve denizden başlatılan saldırılara atıfta bulunarak, “Patlamalar aralıksızdı, sesler farklı yönlerden geliyordu. Ne zaman ateşkes olacağını umsak, İsrail sanki biz sivilleri vurarak Hamas’a baskı yapmaya çalışıyormuş gibi saldırganlığı tırmandırıyor,” dedi.

El Cezire muhabiri Tarık Ebu Azzum’un bildirdiğine göre, “İsrail ordusu saldırılarını artırdığı için sahadaki durum korkunç ve kaotik... Nuseyrat mülteci kampına komşu köy ve kasabalarda çatışmalar şiddetleniyor.”

“Savaş uçakları ve insansız hava araçlarının koruması altındaki İsrail ordusunun topçu birliklerinin ağır ateş gücü kullanarak tüm mahalleleri yerle bir ettiğini görebiliyoruz.”

Azzum’un meslektaşı Hani Mahmud ise şunları söyledi: “İnsanlar kendilerini ağır bombardıman altında kapana kısılmış halde buluyor. Bu durum büyük bir paniğe neden oldu ve insanlar Nuseyrat kampından ve merkez bölgenin diğer kısımlarından taşınmaya başladı. Durum her geçen saat daha da zorlaşıyor.”

Şeridin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampı ve Gazze Şehri ile Gazze nüfusunun çoğunluğunun kaçtığı güneydeki Refah kentinde de saldırılar düzenlendi.

Refah’ta, bayram için ailelerini ziyarete giden altı kişilik bir grup İsrail savaş uçakları tarafından öldürüldü. Gazze Şehri’nde ise Firas pazarının bombalanması sonucu altı kişi daha hayatını kaybetti.

Kuzeye girmeye çalışan bir UNICEF yardım konvoyu İsrail’in Filistinlileri hedef alan ateşiyle vuruldu. Sözcü Tess Ingram, “başka yöne kaçan sivillere” ateş açıldığını ve birkaç merminin araca isabet ettiğini açıkladı. Ingram “Belirlenmiş bir bekleme alanında koordineli bir görevdeyken bunun başımıza gelmesi şok ediciydi. Aracın dışında çok kolay bir şekilde yaralanabilecek ya da ölebilecek meslektaşlarımız vardı,” dedi.

Lübnan cephesinde ise İsrail uçakları sınır kasabası el-Dahira yakınlarındaki bir Hizbullah askeri yerleşkesine ve güneydeki Tayr Harfa kasabasına saldırılar düzenledi.

Loading