Gazze Sağlık Bakanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Cumartesi gününden beri Filistin topraklarına düzenlediği çok sayıda hava saldırısıyla yüzlerce kişiyi öldürdüğünü ve 400 kişiyi de yaraladığını duyurdu.
Cumartesi günü el-Mavasi’de insani yardım bölgesi olarak belirlenen bir alana düzenlenen büyük bir hava saldırısında 92 kişi öldü, 300 kişi de yaralandı. Bu, dokuz aydır devam eden Gazze soykırımının en ölümcül saldırılarından biriydi. Filistinliler, Gazze’nin güneyinde Han Yunus ve Refah yakınlarındaki bu sahil kasabasına, genellikle çok az temel hizmetin ve malzemenin bulunduğu çadırlarda barınmak üzere kaçmıştı.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, saldırının etkisiyle bölgede bir deprem olmuş gibi görünüyor. Reuters’in haberine göre:
Saldırı sonrası çekilen görüntülerde büyük bir krater, kömürleşmiş çadırlar ve yanmış arabalar görülüyor. Kurbanlar arabaların kaputlarında ve bagajlarında, at arabalarında ve halıların üzerinde taşınıyor.
Associated Press tarafından yapılan bir haberde şunlar belirtildi:
BM Filistinli mülteciler ajansı sözcüsü Louise Wateridge’e göre “Patlama 2 yaşındaki bir çocuğu havaya savurdu; anne ise kayıptı.”
AP haberinde ayrıca şöyle denildi:
Bir başka çocuğun ayakları koparken, 8 yaşındaki bir çocuk da hayatını kaybetti. Acılı annesi vurulan bölgeyle ilgili olarak “Bana güvende olmam için oraya gitmemi söylediler” dedi.
Gazze Sağlık Bakanlığı Cumartesi günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, “Çok sayıda kurban hâlâ enkaz altında ve yollarda yatıyor; ambulans ve sivil savunma ekipleri onlara ulaşamıyor,” dedi.
Euro-Med İnsan Hakları Gözlemevi’nden Maha Hussaini El Cezire’ye yaptığı açıklamada saldırının yeni bir şey olmadığını söyledi. “Yerlerinden edilen Filistinlilerin gitmeye zorlandıkları bölgeler sürekli bombardıman altında. Bu dokuz aydır aralıksız devam ediyor,” dedi.
Filistinlilerin zorla tahliye edilmesi ve sözde “güvenli bölgeler”e yerleştirilmesi politikası, İsrail hükümeti tarafından savunmasız sivil nüfusu ölümcül hava saldırılarıyla terörize etmenin bir aracı olarak defalarca kullanılmıştır.
“BBC Verify”, saldırının ardından çekilen görüntüleri inceledi ve saldırının “İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) internet sitesinde insani yardım bölgesi olarak gösterilen bir alanda” gerçekleştiğini doğruladı.
El Cezire, işgal altındaki Batı Şeria’nın birçok kentinde Pazar günü genel greve gidildiğini ve Cumartesi gecesi Cenin, El Halil ve Tubas kentlerinde İsrail’in el-Mevasi’deki barbarca saldırısını kınamak için protestolar düzenlendiğini bildirdi.
Reuters, saldırıda yaralanan ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişinin yakındaki Nasır Hastanesi’ne kaldırıldığını, “hastane yetkililerinin İsrail saldırısının yoğunluğu ve tıbbi malzeme sıkıntısı nedeniyle ‘artık işlevini yerine getiremediğini’ söylediğini” bildirdi.
İsrail hükümeti, katliamı, Hamas komutanı Muhammed Deif’i hedef aldığını iddia ederek meşrulaştırdı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Deif’in saldırıda öldürüldüğüne dair “halen kesin bir bilgi olmadığını” söyledi. Hamas ise Deif’in bölgede olduğu iddiasını reddederek “Bu yanlış iddialar korkunç katliamın boyutlarını örtbas etmekten başka bir işe yaramıyor,” dedi.
İsrail’in son saldırılarının zamanlaması, Siyonist rejimin Doha ve Kahire’de devam eden ateşkes görüşmelerini durdurmayı hedeflediğini gösteriyor. İsrail hükümeti, ABD emperyalizminin desteğiyle, Gazze’ye yönelik suç teşkil eden etnik temizliğini tamamlamaya kararlıdır.
Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail’in kara saldırıları ve bombardımanlarının Gazze’de 38.400’den fazla kişiyi öldürdüğünü ve 88.000’den fazla kişiyi yaraladığını bildirdi. Saygın The Lancet dergisinde yayımlanan ve Gazze kuşatmasının neden olduğu “dolaylı ölümler”in ihtiyatlı bir tahminine dayanan analizlere göre, İsrail 186.000 Filistinliyi öldürdü.
El-Mevasi hava saldırısına tepki gösteren bir Hamas yetkilisi Pazar günü yaptığı açıklamada örgütünün müzakerelerden çekildiğini söyledi. Hamas’ın Katar merkezli siyasi şefi İsmail Haniye, “müzakereleri durdurma kararının işgalin [İsrail’in] ciddiyetsizliği, devam eden erteleme ve engelleme politikası ve silahsız sivillere yönelik devam eden katliamlar nedeniyle alındığını” söyledi.
Olay yerinden elde edilen video ve fotoğraflara göre, patlamanın yıkıcı etkisi saldırıda çok güçlü bir silah kullanıldığını gösteriyor. Bu arada ABD Başkanı Biden Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, “900 kiloluk bombaları ben tedarik etmiyorum. Bunlar Gazze’de ya da nüfusun yoğun olduğu herhangi bir bölgede büyük bir insani trajedi ve hasara yol açmadan kullanılamaz” iddiasında bulundu. Beyaz Saray İsrail’e bu silahlardan 14.000 adet gönderdi. ABD hükümeti tarafından en çok tedarik edilen bomba budur.
Geçtiğimiz hafta Gazze’de yapılan diğer hava saldırıları arasında şunlar vardı:
- Nuseyrat mülteci kampındaki Abu Oreiban Okulu’na düzenlenen saldırıda en az 17 kişi öldü ve 80 kişi yaralandı.
- Gazze şehrinin batısındaki Şati mülteci kampında bir ibadethaneyi hedef alan saldırıda 20 kişi öldü.
- İsrail ordusunun operasyonlarının devam ettiğini söylediği Gazze şehrinin farklı bölgelerine Pazar günü düzenlenen saldırılarda en az sekiz kişi öldü.
- Pazar günü Gazze’nin merkezindeki Maghazi’ye bir İsrail bombardımanı düzenlendiği bildirildi ancak ölü sayısı bilinmiyor.
- Geçtiğimiz Salı günü Han Yunus’un doğusundaki El Avdah Okulu’na, insanların futbol oynayıp izlemek için toplandığı sırada düzenlenen İsrail saldırısında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 30 kişi öldü, 53 kişi de yaralandı. Saldırı, İsrail’in dört gün içinde sığınak olarak kullanılan bir okula düzenlediği dördüncü saldırı oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçlarıyla itham edilen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 24 Temmuz’da ABD Kongresi’nin ortak oturumunda bir konuşma yapacak ve esasen emperyalist efendilerine bir ilerleme raporu sunacak.
Dünya Sosyalist Web Sitesi, işçileri ve gençleri, Sosyalist Eşitlik Partisi tarafından o gün Washington’da düzenlenecek gösteri ve toplantıya katılmaya çağırıyor. Bu etkinlikler, uluslararası sosyalizm mücadelesi yoluyla soykırımı durdurmak ve emperyalist savaşı sona erdirmek için işçi sınıfına dayalı bir kitle hareketi inşa etmeye yönelik siyasi bir perspektif sağlamak üzere düzenleniyor.