Ukrayna’da milliyetçilik ve faşizm: Tarihsel bir değerlendirme – II. Bölüm

Bu iki bölümlük dizi, Ukrayna’da Şubat 2014’te düzenlenen aşırı sağcı darbenin ardından, 9-10 Haziran 2014’te yayımlandı. Bkz. Birinci Bölüm.

Soğuk Savaş sırasında Ukraynalı faşistler

II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından Amerikan gizli servisi ve ordusu, Sovyetler Birliği’ne karşı ideolojik, siyasi ve askeri mücadele için yüksek rütbeli Nazileri ve Nazi işbirlikçilerini işe almaya başladı. Almanya ve Doğu Avrupa’dan, Holokost’a ve milyonlarca Sovyet yurttaşı sivilin öldürülmesine doğrudan karışmış olan faşistler ve savaş suçluları, ABD istihbarat teşkilatları tarafından gizli faaliyetlerde kullanıldı ya da Radio Free Europe gibi propaganda kuruluşları için çalıştı.

CIA’de Sovyetler Birliği içindeki gizli operasyonlardan sorumlu olan Harry Rositzke’ye göre, “anti-komünist olduğu sürece” “her p.ç” iyiydi. [6] CIA’in 1940’lar ve 1950’lerde Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği’nde kurduğu şebeke, büyük ölçüde Nazi işbirlikçilerinden oluşan ağa dayanıyordu.

Hitler’in Doğu Cephesi’ndeki askeri istihbarat servisini yöneten ve daha sonra Batı Almanya’nın dış istihbarat operasyonlarından sorumlu Federal İstihbarat Teşkilatı’nın (BND) ilk başkanı olan Reinhard Gehlen, bunda kilit bir rol oynadı. Gehlen 1946’dan itibaren Washington için çalıştı ve Ukraynalı işbirlikçiler, Rus General Vlasov’un Sovyet karşıtı ordusu ve diğer Nazi şebekeleri arasındaki eski bağlantılarını kullanabildi.

CIA’in Sovyetler Birliği’nin istikrarını bozmaya yönelik ilk büyük ölçekli projeleri arasında Ukrayna iç savaşına müdahale yer alıyordu. CIA’in öncülü olan OSS, Britanya’nın Gizli İstihbarat Servisi (SIS) ile birlikte, Ukrayna İsyan Ordusu (UPA) ve Ukrayna Milliyetçileri Örgütü-Bandera (OUN-B) tarafından yürütülen yeraltı savaşına daha dünya savaşı sona ermeden önce malzeme ve lojistik desteği sağlamıştı. Askeri eğitimin yanı sıra, Sovyet ve Polonya topraklarına paraşütle ajan indirilmesi de bu desteğe dahildi. [7] Ukrayna’daki gerilla savaşı, Soğuk Savaş sırasında CIA tarafından dünya çapında yürütülen benzer operasyonların prototipi haline geldi.

CIA için en önemli UPA irtibat görevlisi, Amerikan askeri istihbaratının 1946’da “ünlü bir sadist ve Alman işbirlikçisi” olarak tanımladığı Mykola Lebed’di. [8] 1949’da CIA Lebed’in ABD’ye girişine kefil oldu ve işlediği savaş suçlarını örtbas etti. Göçmenliği sırasında, Bandera’nın OUN kolundan ayrılan ve ABD tarafından finanse edilen OUN-Z’ye liderlik etti; ABD ile UPA savaşçıları arasındaki irtibatı sağladı.

Lebed, 1953’ten sonra CIA tarafından finanse edilen ve milliyetçi, anti-komünist ve tarih revizyoncusu literatürü yayımlayan Prolog adlı siyasi göçmen yayınevinin yönetiminde yer aldı. Prolog, 1945’ten 1975’e kadar Münih’te Ukraynalı faşistleri komünizme karşı özgürlük savaşçıları olarak gösteren ve savaş suçlarına katıldıklarını inkâr eden ya da bunları başka şekilde sunan materyaller de yayımladı.

UPA, 1943’ten beri kendisini Amerikan emperyalizminin bir müttefiki olarak kabul ettirmek için “demokratik özgürlük savaşçısı” olma mitine dayalı faaliyet gösteriyordu. Standart yalan şudur: OUN/UPA hem Nazilere hem de komünistlere karşı demokrasi için savaşmıştır.

İsveçli tarihçi Per Anders Rudling, faşist Ukrayna diasporasının propagandası hakkında şunları yazar: “Milliyetçi akademisyenler propaganda ve aktivizmi akademik çalışmalarla birleştirdiğinden, akademisyenlik ile diaspora siyaseti arasındaki çizgi genellikle bulanıktı. Lebed’in çevresi, OUN’un işlediği suçları ya da yaptığı toplu katliamları kabul etmek bir yana, bunları hiçbir zaman kınamadı bile. Aksine, OUN ve UPA’nın savaş zamanı faaliyetlerinin inkârını, karartılmasını ve aklanmasını entelektüel faaliyetlerinin merkezi bir boyutu haline getirdi.” [9]

Batılı gizli servisler tarafından üretilen literatürün Sovyet Ukrayna’sına ve Batı Ukrayna’daki Lviv’e “gizlice sokulmasının ana kanalları yıllarca Polonya ve Çekoslovakya oldu.” [10]

Polonya doğumlu Zbigniew Brzezinski, ABD Başkanı Jimmy Carter’ın ulusal güvenlik danışmanı olduğunda, ABD Sovyet karşıtı Ukrayna propagandası için sağladığı fonları arttırdı. Literatür ve radyo yayınlarının yanı sıra video kasetler de üretildi.

Başkan Reagan döneminde, milliyetler sorununu körükleyerek Sovyetler Birliği’nin istikrarını bozma stratejisi yoğunlaştırıldı. CIA, Sovyetler Birliği’ndeki farklı etnik gruplara hitap eden ve ayrılıkçı-milliyetçi eğilimleri teşvik eden materyaller üretti. Başkan Reagan 1983 yılında OUN-B lideri ve savaş suçlusu Yaroslav Stetsko’yu Beyaz Saray’da kabul ederek “Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Sizin hayaliniz bizim hayalimizdir,” dedi. [11]

Ukraynalı milliyetçi tarihçi Taras Kuzio’ya göre Prolog yayınevi, ABD’nin mali desteği sayesinde Sovyet Ukrayna’sında 3,5 milyon dolar değerinde propaganda yayını üretebilmiştir. Yayınlar ve yeni teknolojilerin kullanımı için ödenen bu para, Kuzio’ya göre, “1980’lerin sonunda, Ukrayna’nın bağımsızlığına yönelik son hamlede, rejim karşıtı faaliyetlerin ve muhalif grupların güçlü tutulması ve artırılması üzerinde büyük bir etkiye sahipti.” [12]

Batı Almanya’da, sayısız eski Nazinin aktif olduğu BND, sürgündeki milliyetçileri Sovyet karşıtı çalışmalarında destekliyordu. BND’nin merkezinin bulunduğu Münih’te, savaştan sonra propaganda literatürü dağıtan bir Ukrayna siyasi göçmen merkezi kurulmuştur. OUN-B’nin en önemli iki lideri olan Bandera ve Stetsko da sahte isimlerle orada yaşıyordu. Bandera, Ekim 1959’da Sovyet KGB tarafından tespit edildi ve Münih’te öldürüldü. OUN-B’nin sürgündeki lideri Stetsko 1986’daki ölümüne kadar burada yaşadı.

Pek çok akademisyen Batı’nın Ukraynalı faşistlerle işbirliğini örtbas etmiştir. 1950’lerde II. Dünya Savaşı hakkında Ukrayna ve Doğu Avrupa’daki işbirlikçilerin rolünü gizleyen ya da onları yücelten pek çok kitap yayımlandı. Medya da buna büyük ölçüde sessiz kaldı.

CIA’in hizmetindeki eski Naziler ağını ortaya çıkaran Amerikalı gazeteci Christopher Simpson, 1988 yılında yayımlanan Blowback: America’s Recruitment of Nazis and Its Effects on the Cold War adlı kitabında şunları kaydetmiştir:

“Yakın zamana kadar ABD medyasının, CIA için çalışmakla suçlanan Nazi geçmişli siyasi göçmen liderler hakkında genellikle ihtiyatlı bir sessizlik içinde kalmasına güvenilebiliyordu. Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası yoluyla elde edilen gizliliği kaldırılmış kayıtlara göre, bu ülkedeki bazı kitle iletişim kuruluşları –zaman zaman doğrudan CIA ile birlikte çalışarak– II. Dünya Savaşı’nın sürgündeki bazı Nazi işbirlikçilerini ‘özgürlük savaşçıları’na ve komünizme karşı yenilenen mücadelenin kahramanlarına dönüştüren Soğuk Savaş mitlerinin teşvik edilmesinde etkili oldular.” [13]

Bugün Ukrayna’daki faşistleri örnek demokratlar ve özgürlük savaşçıları olarak yücelten savaş propagandası da bu geleneğin bir parçasıdır.

Svoboda’nın 1991’den sonra yükselişi

1991’deki bağımsızlıktan sonra Ukrayna, eski Sovyetler Birliği’nin geri kalanı gibi, aşırı sağcı grupların mantar gibi türemesine tanık oldu. Bu aşırı sağcı güçler emperyalist devletler ve Ukrayna devleti tarafından teşvik edildi.

OUN ve UPA’nın itibarının sistematik bir şekilde iade edilmesi 1990’larda başlamıştır. 1997 yılında, Ukrayna’nın ikinci Devlet Başkanı Leonid Kuçma döneminde, önde gelen tarihçilerin katılımıyla, OUN ve UPA üzerine bir hükümet komisyonu kuruldu. Komisyonun 2000-2005 yıllarında hazırladığı raporlar faşistlerin, özellikle de OUN-B’nin rolünü akladı.

Komisyonun amacı, Kızıl Ordu ve OUN/UPA gazilerine eşit statü tanıyan bir yasaya ideolojik hazırlık yapılmasıydı. Bu güçlerin itibarının iade edilmesi konusundaki atılım, 2004 yılında Batı destekli “Turuncu Devrim” sonucunda iktidara gelen Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko döneminde gerçekleşti. Yuşçenko daha sonra bu güçlere devlet onayı veren yasayı kabul etti.

Svoboda “Turuncu Devrim”de Yuşçenko’yu destekledi. Bağımsız milletvekili seçilen Svoboda Genel Başkanı Oleh Tiahnibok, Yuşçhenko’nun bloğu Naşa Ukrayna’ya (Bizim Ukrayna) katıldı ve parlamento bütçe komisyonu üyesi oldu.

Tiahnibok o dönemde UPA/OUN-B gazileri hakkında şunları söylemişti: “Moskali [Ruslara yönelik aşağılayıcı bir ifade], Almanlar, Yidler [Yahudilere yönelik aşağılayıcı bir ifade] ve diğer pisliklere karşı savaştınız... Ukrayna’da en çok Moskali-Yid mafyası sizden korkuyor.” Bu konuşma YouTube’da bulunabilir.

Kamuoyu baskısı sonucunda Yuşçenko’nun bloğu Tiahnibok’u kendi içinde tutamadı ve aynı yıl onu ihraç etti. Ancak kışkırtıcılık suçlamaları reddedildi.

Tiahnibok’un partisi, 1991 yılında Ukrayna Sosyal-Ulusal Partisi (SNPU) adı altında çeşitli sağcı grupların ve öğrenci birliklerinin birleşmesiyle kuruldu. Parti, Turuncu Devrim’den kısa bir süre önce adını Svoboda (Özgürlük) olarak değiştirdi.

Yuşçenko göreve geldikten hemen sonra Ukraynalı faşistlere ve onların Nazilerle işbirliğine itibar kazandırmak için geniş tabanlı bir kampanya başlattı. Temmuz 2005’te bir “Ulusal Anma Enstitüsü” kurdu, Ukrayna gizli servisi SBU’yu (bir zamanlar KGB’nin bir parçasıydı) propaganda yapmakla görevlendirdi ve bir Eski Sovyet İşgali Müzesi kurulmasına arka çıktı. Enstitünün müdürlüğüne Volodomir Viatroviç’i atadı. Aşırı milliyetçi bir aktivist olan Viatroviç, OUN-B’nin haleflerinin kurduğu bir kurum olan Kurtuluş Hareketi Araştırma Merkezi’nin de müdürüydü. [14]

Symon Petliura gibi birçok OUN ve UPA savaşçısı ve milliyetçi lider resmi olarak onurlandırıldı ve devlet bu kişilerin portrelerinin yer aldığı özel pullar ve hatıra paraları bastı.

İktidardaki son yılında Yuşçenko, Kanal 5 gibi kitle iletişim araçlarının Svoboda’ya orantısız bir şekilde yer vermesini sağladı. Tiahnibok ve parti ideoloğu Yuriy Mikhalçisin, “Velika politika” (Büyük Politika) ve “Şuster Live” gibi popüler sohbet programlarına katıldı. Özellikle Svoboda’nın 2009’da Ukrayna’nın batısında elde ettiği seçim başarısının ardından parti medyada geniş yer buldu. [15]

Yuşçenko, 2010 yılında devlet başkanlığının sona ermesinden birkaç gün önce “Ukrayna kahramanı” ilan ettiği savaş suçlusu Stepan Bandera’nın anısına Lviv ve Ternopil’de anıtlar inşa ettirdi. Yeni Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, Polonya’dan ve AB’den gelen protestoların ardından Bandera’nın ve faşist Roman Şukheviç’in resmen onurlandırılmasına son verdi.

İsveçli tarihçi Per Anders Rudling, 2013 yılındaki ideolojik iklimi şu sözlerle tarif ediyordu: “Hegemonik milliyetçi anlatı, ‘meşru’ akademik çalışmalar ile aşırı milliyetçi propaganda arasındaki çizginin sıklıkla bulanıklaştığı akademiye de yansıyor. Ana akım kitapçılarda sıklıkla Holokost inkârı ve antisemitik yayınlar bulunmakta ve bunların bir kısmı akademik ana akıma da girmektedir.” [16]

Yuşçenko rejiminin faşistlerle işbirliği Svoboda ile sınırlı değildi. Stetsko’nun dul eşi Slava’nın da katılımıyla 1992 yılında OUN’un ardılı olarak kurulan ve açıkça antisemitik olan Ukrayna Milliyetçiler Kongresi (KUN), 2002 yılında Yuşçenko’nun Bizim Ukrayna bloğuna katıldı ve 2012 yılına kadar parlamentoda kaldı. Parti Genel Başkanı Svaritiş, Yulia Timoşenko’nun ilk hükümetinde yer almış ve 2006 yılında Yanukoviç’in kriz karşıtı ittifakında adalet bakanı olarak görev yapmıştır.

Bu koşullar altında Svoboda, kendi rakamlarına göre 2004-2010 yılları arasında üye sayısını üç katına çıkarmayı başardı. Yine de parti, seçimlerde zayıf bir performans sergiliyordu. Svoboda 2007 parlamento seçimlerinde oyların yüzde 0,78’ini, 2009 devlet başkanlığı seçimlerinde ise yüzde 1,43’ünü aldı.

Buna karşın, Svoboda’nın Ukrayna’nın batısındaki bölgesel seçimlerde aldığı oy oranı ciddi ölçüde yüksekti. Parti 2010 yılındaki yerel seçimlerde Galiçya’nın doğusunda yüzde 20 ile 30 arasında oy almış, ülke genelinde ise yüzde 5,2 oranında oy kazanmıştır. O zamandan beri Svoboda’nın kalesi, OUN-B’nin 1941’de kısa ömürlü bağımsız Ukrayna’yı ilan ettiği Lviv şehri oldu.

Bağımsızlıktan bu yana en düşük katılımın (yüzde 58) gerçekleştiği Ekim 2012’deki parlamento seçimlerinde Svoboda yüzde 10,45’lik oy oranıyla dördüncü büyük parti olarak Verkhovna Rada’ya (parlamento) girdi. Partinin en yüksek oy oranları, üç idari bölgede yüzde 30 ile 40 arasında değişen toplamlarla batı Ukrayna’dan geldi. Öte yandan parti Ukrayna’nın doğusunda ancak yüzde 1 oy alabildi. Lviv’de Svoboda yüzde 50’nin üzerinde oy alırken Kiev’de en güçlü ikinci parti oldu.

Svoboda, faşist yönelimi ve Nazileri yüceltmesi konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır. Parti, 29 Ocak 2011 tarihinde, 1918 Kruty Savaşı anma etkinliği vesilesiyle, otonom sağcı gruplar ve Nazi sembolleri ile büyük bir meşale alayı düzenledi.

28 Nisan 2011 tarihinde Svoboda, Waffen-SS’in Galiçya tümeninin kuruluşunun 68. yıldönümünü kutladı. Yürüyüş güzergâhı boyunca “ulusumuzun gururu” yazılı pankartlar taşındı. Başlarında parti ideoloğu Mikhalçisin’in bulunduğu katılımcılar “Tek ırk, tek millet, tek vatan” sloganları atarak Bandera, Melnik ve Şukheviç’i Ukrayna’nın kahramanları olarak selamladılar.

30 Haziran 2011’de Svoboda, Almanya’nın Sovyetler Birliği’ni istila etmesinin 70. yıldönümünü ve Stetsko’nun “Ukrayna ulusunu yenilemesi”ni, SS üniformaları giymiş savaşçıların yer aldığı bir halk festivaliyle andı.

Ayrıca Svoboda, Lviv’de birkaç restoran açtı. Bunlardan birinin yemek salonuna Bandera’nın büyük boy bir portresi asılmıştı ve tuvalet duvarlarında Polonyalılar ve Yahudiler hakkında fıkralar yer alıyordu. Sunulan yemekler arasında “Eller yukarı” (Almanca) ve “savaş serenadı” da vardı. Aşırı sağcı futbol taraftarları pankartlarında Lviv’i “Bandera şehri” olarak tanımlıyordu. Lviv’deki sokaklara Svoboda belediye meclis üyeleri tarafından Nazi işbirlikçilerinin isimleri verildi.

1982’de Lviv’de doğan genç parti ideoloğu Yuriy Mikhalçisin, 2005 yılında önce Josef Goebbels’in daha sonra da Ernst Jünger’in adını verdiği sağcı bir düşünce kuruluşu kurdu. Mikhalçisin, yazılarında açıkça Evgen Konovalets, Stepan Bandera ve Horst Wessel gibi faşistlerin “kahramanlık” mirasına atıfta bulunuyor. Holokost’u “Avrupa uygarlığının parlak bir olayı” olarak tanımlıyor.

Hükümetin ve medyanın Ukrayna’da milyonlarca cana mal olan faşizmi selamlaması, halkın geniş kesimleri tarafından tiksinti ve muhalefetle karşılandı. Buna karşın Batılı güçler, faşizmin ideolojik ve siyasi itibarının iadesi için baskı yapan Yuşçenko rejimini örnek bir demokrasi olarak tasvir etti. Aynı zamanda Svoboda ve sağcı paramiliter Sağ Sektör örgütü, Batılı istihbarat servisleri ve partilerinden destek aldı.

Svoboda’nın aşırı sağcı Alman Ulusal Demokratik Partisi (NPD) ile yakın bağları bulunuyor. 2003 yılında yargıçlar tarafından bir “devlet örgütü” olarak tanımlanan NPD’nin lider kadrosu gizli servis ajanlarıyla doludur. Mayıs 2004’te NPD, Dresden’deki eyalet meclisine dostane bir ziyarette bulunan bir Svoboda heyetini ağırladı. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile bağlantılı Konrad Adenauer Vakfı da Svoboda’ya kürsü sağladı. Vakıf, Svoboda üyelerini 2012 seçimlerinden çıkarılan dersler üzerine konferans ve seminerlere davet etti. O dönemde Yanukoviç’in Bölgeler Partisi parlamentonun kontrolünü bir dönem daha kazanmıştı.

ABD’deki Cumhuriyetçi Parti’nin de Ukraynalı faşistlerle on yıllardır süren bağlantıları var. Amerikan hükümeti Yanukoviç’e karşı darbenin hazırlanmasına büyük miktarlarda para yatırdı. ABD’nin Avrupa’dan sorumlu Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland, Washington’ın son yirmi yılda Ukrayna’daki siyasi projelere yaklaşık 5 milyar dolar “yatırım” yapmış olduğunu belirtti.

9 Mayıs’ta hükümet yanlısı Rus gazetesi İzvestiya, bir Sağ Sektör üyesinin Nisan sonunda ABD yönetimiyle görüşmek üzere Washington’a gittiğini bildirdi. Nuland, Sağ Sektör’e silahlarını bırakması ve bir partiye dönüşmesi için 5-10 milyon dolar teklif etmiş ancak Sağ Sektör lideri Dmitro Yaroş bu teklifi reddetmişti.

Batılı hükümetlerin Ukraynalı faşistlere verdiği güçlü destek hem Ukrayna’daki hem de dünyanın dört bir yanındaki işçileri hedef almaktadır. Berlin ve Washington, Ukrayna’da faşist güçleri bilinçli bir şekilde takviye ettiler. Şimdi onları işçi sınıfına sosyal saldırılar yapmak ve Rusya ile büyük bir savaşa hazırlanmak için kullanıyorlar.

Bitti.

Dipnotlar

[6] Simpson’dan alıntı, 1988, s. 159.

[7] Taras Kuzio: US support for Ukraine’s liberation during the Cold War: a study of Prolog Research and Publishing Corporation, Communist and Post-Communist Studiesiçinde, sayı 45, 2012, s. 53.

[8] Simpson 1988, s. 166.

[9] Per Anders Rudling: The OUN, the UPA and the Holocaust: A study in the manufacturing of historical myths, The Carl Beck Papers in Russian & Eastern European Studies içinde, sayı 2107 (2011), s. 19. Makaleye şuradan çevrimiçi erişilebilir.

[10] Kuzio, 2012, s. 56.

[11] Russ Bellant: OldNazis, the New Right and the Republican Party, Boston 1991, s. 72.

[12] Kuzio 2012, s. 61.

[13] Simpson 1988, s. 5.

[14] Rudling 2013, s. 230.

[15] Age ., s. 244.

[16] Age ., s. 231.

Loading