Perspektif

Kitlesel enfeksiyon, ölüm ve kemer sıkma politikalarıyla dolu bir eğitim-öğretim yılına daha hayır!

Yüz milyonlarca öğrenci ve eğitim emekçisi, kamu eğitiminde eşi benzeri görülmemiş bir krizin ortasında, Amerika Birleşik Devletleri ve dünya genelinde sınıflara geri dönüyor.

COVID-19 pandemisi dünyanın dört bir yanında dalga dalga toplumun üzerine çökmeye, eğitimcilerin, ebeveynlerin, öğrencilerin ve her sektörden işçilerin canını almaya devam ediyor. Buna şimdi de ölümcül bir hastalık olan ve özellikle çocukları tehdit eden maymun çiçeğinin hızla yayılması eklendi.

Anaokulu öğrencileri, Lynwood, Kaliforniya’daki Washington İlkokulu’nda COVID-19 pandemisi sırasında öğretmenlerini dinlerken maske takıyor, 12 Ocak 2022. [AP Photo/Marcio Jose Sanchez] [AP Photo/Marcio Jose Sanchez]

Wall Street trilyonlarca dolar kâr ederken, işçilerin çocuklarının kurban edilmesini kabul etmeleri için hiçbir neden yoktur. Tıpkı toplumun kitlesel bir sakat bırakma olayına maruz kalmayı kabul etmemesi gerektiği gibi.

Pandeminin iki buçuk yılında, binaları modern havalandırma sistemleriyle daha güvenli hale getirmek veya gençlerin sosyal, öğrenme ve ruh sağlığı ihtiyaçlarını karşılamak üzere ihtiyaç duyulan iyi maaşlı personeli sağlamak için neredeyse hiçbir şey yapılmadı. Viral bulaşma merkezleri olduğu kanıtlanan okullar geçici olarak kapatılmamış ve pandemi durdurulurken nüfusun maddi zararı tazmin edilmemiştir. Yüksek nitelikli uzaktan eğitim ve sosyal destek sağlamak için hiçbir şey yapılmamıştır.

Biden yönetimi, işçileri işte tutmak ve şirket kazançlarını artırmak için okulların açık kalmasını talep ediyor. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ise, utanç verici bir şekilde, maske takma kuralının yerine kitlesel enfeksiyon kuralını koyarak, asgari azaltma önlemlerinin sona erdirilmesinde adını kullandırdı. Tüm azaltıcı tedbirler Avrupa’da ve dünya çapında aynı şekilde terk ediliyor.

İşçiler, COVID-19’a karşı mücadelenin sadece tıbbi değil, öncelikle siyasi olduğu ve kapitalizme karşı bir mücadeleyi gerektirdiği sonucuna varmaya başlıyor. Geçtiğimiz iki yıl boyunca binlercesi iş bırakan ve güvenli olmayan okullara girmeye direnen eğitim emekçileri yalnız değildir.

Ohio, Columbus’ta 4.000’den fazla öğretmen Pazartesi günü greve başlarken, Birleşik Krallık’ta da bir genel grev mayalanıyor. Geçtiğimiz ay Sri Lanka’da kitlesel bir işçi hareketi eski Devlet Başkanı Gotabhaya Rajapakse’yi devirdi. ABD genelinde, milyar dolarlık sendika aygıtını ortadan kaldırmak ve tüm iktidarı tabandan gelen işçilerin eline geri vermek için Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikası başkanlığına aday olan sosyalist otomotiv işçisi Will Lehman’ın güçlü kampanyasına destek artıyor.

Okullardaki durum nedir?

CDC yetkilisi Greta Massetti, okullar da dahil olmak üzere çoğu ortamda karantina, sürveyans testi ve temaslı takibine yönelik tavsiyelerini içeren son kılavuzunu duyururken, “COVID-19 kalıcıdır,” dedi. Bu sözde halk sağlığı kurumu, Biden yönetiminin “COVID daima” politikasını benimsemiştir. Biden göreve geldiğinden bu yana, aralarında binlerce eğitim emekçisinin de bulunduğu 600.000’den fazla Amerikalı, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti ve bu sayı Trump dönemindekinden çok daha fazla.

Büyük çoğunluğu Delta ve Omicron dalgaları sırasında okulların zorla açıldığı geçen öğretim yılında olmak üzere, şu ana kadar en az 1.750 çocuk COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti. COVID-19’a yakalanan çocuklarda akciğerlerde kan pıhtılaşması, kalp iltihabı, böbrek yetmezliği ve Tip 1 diyabet riski çok daha yüksektir. Pediatrics’te yakın zamanda yayımlanan bir çalışma, COVID-19’dan hastaneye kaldırılan çocukların yüzde 8’inin nöbetler ve ensefalopati dahil olmak üzere nörolojik komplikasyonlar yaşadığını da ortaya koymuştur.

Yine de yetkililer pandemi sırasında yüz yüze eğitimin tehlikeleri hakkında yalan söylemeye devam ediyor. CDC kılavuzlarının yayımlandığı gün, Beyaz Saray COVID-19 Müdahale Koordinatörü Dr. Ashish Jha, Senatör Bernie Sanders ile bir röportaj yaptı. Sanders çocukların “COVID-19’dan ölmediğini” söylediğinde, Jha onu düzeltmedi. Bunun yerine, kendi çocuklarının okula gitmesiyle övündü ve seçkin bölgelerinin paranın satın alabileceği en iyi havalandırma ve hava filtreleme sistemlerini sağlayabildiğini kabul etti.

ABD’deki okulların büyük çoğunluğu için gerçek, antika HVAC (ısıtma, soğutma ve havalandırma) sistemleri, kalabalık sınıflar ve personel eksikliğidir. Bunlar, yüzlerce çocuğun bir konferans salonuna tıkıştırılması gibi yaygın bir uygulamaya yol açmaktadır. Yetkililerin “öğrenme kaybı” üzerine timsah gözyaşları dökmesi bir maskaralıktır. Biden’ın danışmanı Brian Deese’nin Ocak 2021’de belirttiği gibi, “Okulları açmamız gerekiyor... böylece ebeveynler işlerine geri dönebilir.”

COVID-19’un yanı sıra şimdi de maymun çiçeğinin kontrolsüz yayılımı söz konusu. Yetişkinler arasında korkunç olan hastalık, tarihsel olarak çocuklarda daha da şiddetli olmuştur. ABD’deki ilk vakanın 18 Mayıs’ta belgelenmesinden bu yana, vakalar hızla artarak 14.115’e ulaştı ve sınırlı testler nedeniyle gerçek rakam muhtemelen çok daha yüksek. Halihazırda, ABD’de 10’dan fazla çocukta enfeksiyon teyit edilmiş olup, kreşlerde ve üniversite kampüslerinde maruz kalan veya enfekte olan öğrencilere ve personele ilişkin haberler var.

Öğretmen sendikalarının rolü

Pandemi boyunca öğretmen sendikaları Wall Street’in jandarması gibi çalışarak eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin muhalefetini bastırmış, binlerce öğretmenin ölmesine veya Uzun COVID’e yakalanmasına seyirci ve sessiz kalmıştır. Yürüyüşler, viziteye çıkma eylemleri ve grevler Amerikan Öğretmenler Federasyonu (AFT) ve Ulusal Eğitim Derneği (NEA) tarafından sistematik olarak engellendi. Sendikalar, Minneapolis, New York City, Sacramento, Oakland, Scranton, Chicago, Philadelphia ve başka onlarca şehirdeki güçlü grev ve protestolara ihanet ettiler.

AFT Başkanı Randi Weingarten (yıllık maaşı yaklaşık 500.000 dolar) öğretmenlerin güvenli olmayan okul binalarına geri dönmeye zorlanmasında önemli bir rol oynadı ve geçen yıl yaptığı “okulların yeniden açılması” turu için günde 15 saat ve öğretmenlerin aidatlarından 5 milyon dolar harcamakla övündü. Weingarten; çalışma koşullarını, ücretleri veya iş güvenliğini iyileştirmeyen kokuşmuş anlaşmaları kabul ettirmek için öğretmenlerin greve çıktığı her şehre gitti.

Weingarten, Biden yönetiminin pandemi politikalarında suç ortağı olarak kendi kendini itham edecek şekilde, CDC’nin son yönergelerini övdü ve “şimdi yeni önlemlerin zamanı değil,” dedi. Cumhuriyetçi Parti’nin, diktatörlüğe özenen Donald Trump liderliğinde açıkça faşist bir partiye dönüştüğü koşullarda, Demokratlar işçi sınıfını bastırmak ve grevleri engellemek için sendikalara bel bağlıyor.

Kamu eğitiminin varoluşsal krizi

Pandemi, kamu eğitimine yönelik on yıllardır süren iki partili saldırıyı büyük ölçüde hızlandırdı ve birçok öğretmenin okul sisteminin tamamen çökmesi olarak tanımladığı durumla sonuçlandı. Geçtiğimiz iki yıl, toplu istifalar ve erken emeklilik dalgasıyla damgalanırken, NEA şu anda ABD genelinde 300.000 öğretmen ve personel açığı olduğunu tahmin ediyor.

Kapitalist politikacıların bu krize cevabı, öğretmen eğitimi ve sertifikasyon gerekliliklerini azaltmak olmuştur. Nitelikli olup olmaması önemli değil; sınıflarda herhangi birine ihtiyaçları var. Sadece bir örnek olarak, Florida’daki kanun yapıcılar, üniversite diploması olmayan askeri gazilerin beş yıllık geçici öğretmenlik sertifikası alması için bir program oluşturdu.

New York, Sacramento, Chicago ve Los Angeles dahil olmak üzere ABD genelinde milyarlarca dolarlık bütçe kesintileri, işten çıkarmalar ve okulların kapatılması planlanıyor. Bu planlar, 2008-2018 yılları arasında devlet okullarından yaklaşık 600 milyar doların çalınmasına yol açan gerçek bir toplumsal karşıdevrimin ardından geliyor.

Bu arada Wall Street vurguncuları, ebeveynleri kötü performansıyla ünlü olan ve uzaktan eğitim veren sözleşmeli okullara çekerek güvenli uzaktan eğitim talebini istismar ederken, diğerleri de Yüksek Mahkeme’nin “Carson-Makin” kararıyla güçlenen bir eğilim olarak kamu parasını özel ve dini okullara aktarmak için özel okullara devlet katkısını genişletmeye çalışıyor.

Pandemi boyunca öğrencilerin yaşamları ve eğitimleri gerçekten de altüst oldu ancak bu uzaktan eğitim nedeniyle değil, kamu eğitiminin kapitalist kâr sistemine toptan tabi kılınmasının sonucudur. Daha pandemiden yıllar önce, 10 yaşına kadar kavrayarak okuyamayan çocukların ölçümü olan “öğrenme yoksulluğu”na karşı küresel ilerleme durgunlaşmıştı. Okulların yeniden açılmasını talep eden aynı politikacılar, bütçelerde kesintiye giderek ve ücretsiz öğle yemeklerinin sona ermesine izin vererek 10 milyon çocuğu okulda aç kalma riskiyle karşı karşıya bıraktı.

Taban komiteleri ihtiyacı

Öğretmenler kolektif güçlerini kullanmalı, ülke çapında ve uluslararası düzeyde birleşmeli ve her iki pandemiyi de durdurmak ve kamu eğitimine dev bir yatırım yapılmasını talep etmek için ülke çapında bir eğitimci grevine hazırlanmalıdır. İlk adım, sendikalar ve kapitalist siyasi partilerden bağımsız olarak, her okulda ve mahallede yerel komiteler kurarak, Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı (TK-Uİİ) ile dayanışma halindeki Eğitim Emekçileri İş Güvenliği Taban Komitesi’nin genişletilmesidir.

Sosyalist Eşitlik Partisi, eğitim emekçilerini aşağıdaki talepler için mücadele etmek üzere bu komiteleri inşa etmeye çağırır:

  • COVID-19 ve maymun çiçeğinin ortadan kaldırılması! Bilimsel açıdan bakıldığında, bu hastalıkları ortadan kaldırmak hem mümkün hem de gereklidir. Bunun önündeki tek engel kapitalizm ve kamu sağlığının özel kâra tabi kılınmasıdır. Toplu testler, temaslı takibi, genel maske zorunluluğu ve viral bulaşmayı durdurmak için gereken tüm halk sağlığı önlemleri de dahil olmak üzere enfeksiyonları durdurmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak tüm okullar geçici süre tamamen uzaktan eğitime geçmelidir. Geçtiğimiz iki yıl, şiddetli bir pandemi sırasında okulları “güvenli bir şekilde” açmanın imkânsız olduğunu kanıtlamıştır. Yetersiz azaltma önlemleri, COVID-19’un yayılmasını durdurmak için yeterli değildir ve halk sağlığı yükünü gereksiz yere tek tek öğretmenlere yüklemektedir.
  • Milyarderlerin ve pandemi vurguncularının servetinin kamulaştırılması! CARES Yasası ile zenginlere verilen trilyonlarca dolar, her iki pandemi kontrol altına alınırken tüm emekçilere ve ebeveynlere evde kalmaları için para sağlamak ve tüm öğrencilere ücretsiz yüksek hızlı internet, uzaktan eğitim altyapısı, sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı ve özel eğitim desteği sağlamak için harcanmalıdır. Bu kaynaklar aynı zamanda havalandırma, su ve atık sistemleri de dahil olmak üzere tüm devlet okulu binalarını modernize etmek için kullanılmalıdır. Okul bölgelerinin yalnızca yüzde 39’u pandemi sırasında bazı binalarda havalandırma sistemlerini iyileştirmiştir.
  • Eğitim emekçilerine büyük ücret artışları! Öğretmenler, sınıfları aşırı kalabalık olduğunda ya da aynı anda birden fazla derse girmek zorunda kaldıklarında düzgün bir şekilde ders veremezler. Gerçek ücretler ve sosyal haklar yıllardır kesilmekte ya da dondurulmaktadır. Enflasyona ayak uydurmak için otomatik hayat pahalılığı ödemeleri ve sağlık hizmetlerinin işverenler tarafından tam olarak karşılanması da dahil olmak üzere, yıllardır yerinde sayan ücretleri telafi etmek için önemli ücret artışları gerekmektedir.

Böyle bir program uğruna mücadele, ABD ve dünya genelindeki eğitim emekçilerinin, işçi sınıfının tüm kesimleriyle birlik içinde bağımsız bir şekilde harekete geçmesini gerektirir.

Her şeyden önce, geçtiğimiz iki yıl, kamu eğitiminin kapitalizm içinde bırakın gelişmeyi, hayatta kalamayacağını kanıtlamıştır. Egemen sınıfın her şeyde olduğu gibi pandemi karşısındaki politikası da tek bir temel düşünce tarafından belirlenmektedir: kâr.

Pandemiye karşı mücadele ve kamusal eğitimin savunulup yaygınlaştırılması, tüm işçi sınıfının ABD’de ve dünya çapında siyasi iktidarı ele geçirmek ve ekonomik yaşamı toplumsal ihtiyaç temelinde yeniden düzenlemek, yani kapitalizmin yerine sosyalizmi geçirmek için seferber edilmesiyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.

Loading