100 yıl önce: Türkiye, Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde Yunanistan’ı yenilgiye uğrattı

Anadolu’yu ve Ortadoğu’yu Britanya, Fransa, İtalya ve Çarlık Rusyası arasında paylaştırmaya yönelik emperyalist planı gösteren gizli harita

26-30 Ağustos tarihleri arasında Türk ordusu Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde Yunan kuvvetlerini bozguna uğrattı. Her iki tarafın da on binlerce kayıp vermesi ile sonuçlanan Türk zaferi, Anadolu’daki Yunan işgalinin sonunu getirdi. Söz konusu işgal, I. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri’nin Ortadoğu’daki emperyalist paylaşımının bir parçasıydı.

Türk ordusu 25 Ağustos gecesi ve 26 Ağustos sabahı Dumlupınar Meydan Muharebesi’ni başlattı. Bunu izleyen ve her iki taraftan yaklaşık 100.000 askerin katıldığı çarpışmalar, aslında Batı Anadolu’da Yunan savunma mevzilerinden oluşan uzun bir hat boyunca yapılan bir dizi çatışmadan oluşuyordu.

Zayıf iletişim ve düşük moral nedeniyle zor durumda olan Yunan ordusu düzensiz bir şekilde savaştı ancak 30 Ağustos’ta teslim oldu ve kaçarak kıyı mevzilerine geri döndü. Her iki taraftan toplam ölü, yaralı, kayıp ve esir sayısı yaklaşık 25.000 kişiydi.

Yunan kuvvetleri 12 Eylül’de Ege Denizi kıyısındaki İzmir’i terk etti ve 18 Eylül’de Anadolu’dan ayrıldı. 24 Eylül’de hükümet karşıtı bir subay isyanı olan Yunan Devrimi ile Yunan monarşisi devrildi. Mayıs 1919’daki Yunan işgaliyle başlayan Türk-Yunan Savaşı’nda çatışmalar sona erdi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Ulusal Hareketi’nin zaferi, emperyalist güçler tarafından 1923 yılında Lozan Antlaşması ile onaylandı.

Başından itibaren Türk-Yunan Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasındaki emperyalist entrikaların bir sonucuydu; tıpkı o tarihten bu yana Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu’ya musallat olan diğer felaketler gibi.

Daha sonra Troçki ve Bolşevikler tarafından yayımlanan bir dizi gizli anlaşmaya göre, büyük güçler Anadolu’yu paylaşma konusunda anlaşmışlardı. Britanya’nın vekil gücü olan Yunanistan, yeni bir Ege imparatorluğu vaatleriyle İtilaf Devletleri’nin yanında Osmanlı İmparatorluğu’na karşı savaşa çekildi. Yine İtilaf Devletleri’nin vekili olan Ermeni milliyetçilerine de Doğu Anadolu’da bir devlet vaat edildi. İtalya, güneybatı Anadolu vaatleriyle savaşa katılması için rüşvet aldı. Çarlık Rusyası’na ise savaşın başında İstanbul ve Çanakkale boğazları ve bunlarla birlikte İstanbul garanti edilmişti.

Britanya ile Fransa, bugün Lübnan, Suriye, İsrail, Filistin, Irak ve Kuveyt’i kapsayan Osmanlı topraklarını kendi aralarında paylaştılar. Dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’dan geriye kalanlar, 1920’deki Sevr Antlaşması’nda bunlara razı oldu.

Atatürk’ün Türk milliyetçi hareketi ve onun emperyalist işgalcilere ve Yunanistan’a karşı kazandığı zaferler bu hesapları altüst etti. Ancak Türk milliyetçiliği, bu geniş bölgenin ezilen, çok etnik yapılı ve çok dinli kitlelerini birleştirmek gibi temel bir soruna çözüm getirememiş, bunun yerine Ermeni soykırımı gibi felaketlere ve suçlara yol açmıştır.

Loading