Elon Musk’tan Twitter çalışanlarına ültimatom: Ya “son derece ağır” çalışma koşullarına boyun eğin ya da işinize son verilsin

Elon Musk Washington’da düzenlenen SATELLITE Konferansı ve Sergisi’nde konuşuyor, 9 Mart 2020. (AP Photo/Susan Walsh) [AP Photo/Susan Walsh]

Dünyanın en zengin adamı ve Tesla ile SpaceX’in CEO’su Elon Musk, Çarşamba günü Twitter çalışanlarına bir ültimatom vererek “son derece ağır” çalışma koşullarını kabul etmelerini ya da işten çıkarılmayla yüzleşmelerini talep etti.

“Yol Ayrımı” başlıklı bir e-postayla Musk, Twitter çalışanlarının artık rekabet yararına en ağır çalışma ortamına tabi tutulacağını belirtti. E-postanın bir kopyasını ele geçiren Washington Post’a göre Musk, “Bu, yüksek yoğunlukta uzun saatler çalışmak anlamına gelecek,” diye yazdı ve ekledi: “Sadece olağanüstü performans geçer not teşkil edecek.”

Çalışanlara Perşembe gününe kadar e-postaya cevap vererek kabul ettiklerini belirtmeleri ya da üç aylık kıdem tazminatı ile işten çıkarılmaları seçeneği sunuldu.

E-posta, Musk’ın aylık yaklaşık 400 milyon aktif kullanıcısı olan kitlesel sosyal medya platformu Twitter’ı 44 milyar dolara devralma işlemini tamamlamasından bir ay geçmeden geldi.

Akılcı bir toplumda, yüz milyonlarca insanın haber ve bilgi için yararlandığı bu hizmet kamuya ait olurdu ancak kapitalizm altında tek bir milyarder oligarkın ve üstelik faşizan bir soytarının oyuncağı haline geldi.

Musk başlangıçta satın alma işleminin “sevdiği insanlığa yardım etme” arzusundan kaynaklandığını iddia etse de bunun bir saçmalık olduğu kısa sürede ortaya çıktı.

Musk şirketi satın almasından sadece birkaç gün sonra, firmanın yönetim kurulunu derhal kovarak kendisini firmanın tek yöneticisi ilan etti. Twitter’ı kârlı bir işletmeye dönüştürmeyi hedefleyen Musk, toplu işten çıkarmaların gerekli olacağını açıkça ifade ederken, platformda “mavi tık” almak için bir abonelik ücreti uygulamasını başlattı.

Musk, Twitter’ın 7.500 çalışanının yarısından fazlasının işine son verilmesini emretti ve bu süreç sözleşmeli personeli de kapsadı. İşten çıkarılanlar arasında içerik moderasyonundan sorumlu personelin yanı sıra, Musk’ın “insan sevgisi”ne rağmen, tüm insan hakları departmanı da vardı.

Twitter’daki toplu işten çıkarmalar, teknoloji sektöründeki daha geniş çaplı bir işgücü kıyımının parçasıdır. Bu, tüm işçi sınıfının iş ve yaşam koşullarına yönelik topyekûn bir saldırının başlangıcıdır.

“Son derece sert” Musk siyasi bir suçludur. Mayıs 2020’de, COVID-19 pandemisi tüm dünyaya yayılırken Musk, yerel sağlık yetkilileri tarafından verilen kapanma emirlerine karşı geldi ve Fremont, Kaliforniya’daki Bay Area Tesla fabrikasını yeniden açtı. Yeniden açılışın ardından 400’den fazla işçi hastalandı ve birçok işçi öldü.

Musk sokağa çıkma yasaklarına ve diğer halk sağlığı önlemlerine karşı çıkarak bunları “faşist” olarak nitelendirirken, pandemi konusundaki ilk endişelerin “aptalca” olduğunu söyledi ve “sıfıra yakın yeni vaka olacağı” tahmininde bulundu. Bununla Trump’ın ve çevresindeki aşırı sağcı unsurların desteğini kazandı. Trump ve çevresindekiler daha sonra pandeminin yayılması üzerindeki tüm kısıtlamaları ortadan kaldırmayı da amaçlayan faşist bir darbe planına giriştiler.

Musk ayrıca, bu yılın başlarında Kanada’nın Ottawa kentinin merkezini işgal ederek aşı zorunluluklarının ve diğer halk sağlığı önlemlerinin kaldırılmasını talep eden aşırı sağcı “özgürlük konvoyu”nun da güçlü bir destekçisiydi. Bu “konvoy”un içinde bazıları 6 Ocak 2021 ayaklanmasının gazilerinden olan küçük işletme sahipleri, aşırı sağcı aktivistler ve diğer insan müsveddeleri vardı.

Bu geçmişi göz önünde bulundurduğumuzda, Musk’ın Twitter’ı satın alması bir başka uğursuz unsuru daha içermektedir. ABD’nin seçilmiş hükümetini devirme girişiminde Twitter’ı bir platform olarak kullanan Trump’ın hesabı geri verilebilir. Pandeminin ve iklim değişikliğinin açıkça inkârını da kapsayan en geri, bilim karşıtı anlayışların, Musk’ın kendisi de dâhil olmak üzere, artık destekleneceğine şüphe yok.

Musk, pandemi sırasında servetlerinin akıl almaz boyutlara ulaştığını gören milyarderlerden biriydi. 2020’de servetine 100 milyar doların üzerinde para ekledi; 2021’de ise 127 milyar dolar daha ekleyerek Jeff Bezos’u geride bıraktı ve en zengin adam oldu.

Mart 2020 ile Mayıs 2022 arasında –COVID’den ölenlerin sayısı ABD’de bir milyonu aştığında– 727 kişi, 2020’deki trilyonlarca dolarlık Wall Street kurtarmalarının ardından hisse senedi fiyatlarında yaşanan patlamayla servetlerinin toplam 1,71 trilyon dolar arttığına şahit oldu.

İşçi sınıfı pandemi nedeniyle kitlesel enfeksiyon ve ölümlere maruz kalıyor, yükselen enflasyon ve yaşam koşullarında sürekli bir aşınma yaşanıyor ve şimdi de ABD-NATO’nun Rusya’ya karşı savaşıyla bunlar daha da şiddetleniyor.  Buna karşın mali oligarşi üyelerinin durumu hiç bu kadar iyi olmamıştı.

Musk, bu çöp yığınının en tepesindeki kişidir. Ekim 2019’da, Bolivya’da demokratik yollarla seçilmiş Evo Morales hükümetini deviren darbenin ardından Musk şöyle bir tweet attı: “Kime istersek ona darbe yaparız! Bununla başa çıkın.”

Kaba kibriyle Musk, olağanüstü zenginliği ancak entelektüel ve kültürel geriliğinin derinlikleriyle eşleşen, servetini ve ayrıcalıklarını korumak için acımasız bir kararlılığa sahip olan egemen seçkinlerin somut örneğidir.

Ancak Musk ve adına konuştuğu egemen seçkinler, kitleleri küçümserken ufukta beliren fırtınayı görmemektedir. Tarih kapitalist sınıfı devrim hayaletiyle yüz yüze getiriyor. Devrimci işçi sınıfının yükselen dalgası Musk’ı ve onu burjuva toplumunun zirvelerine taşıyan çürümüş sistemi süpürüp atacaktır.

17 Kasım 2022

Loading